Ekoeleştirel çalışmalarda insan faaliyetlerinin çevre üzerindeki etkisine odaklanarak yapıtların incelenmesi ve bu faaliyetlerin yıkıcı etkisinin tartışılması genel bir eğilimdir. Ancak insan ve madde arasındaki etkileşim yeni bakış açıları sunabilecek potansiyele sahiptir. Peyami Safa’nın Şimşek adlı romanı da söz konusu potansiyelin açıkça görülebilmesi açısından önemli bir malzeme sunar. Geleneksel roman incelemeleri genellikle insanmerkezci bakış açısının getirdiği insan odağında okumalara yönelmiş; doğanın anlatı içindeki etkin rolünü göz ardı etmiştir. Oysa maddeci ekoeleştiri, insandışı unsurların da anlam üretebileceğini, insan eylemlerine ve anlatıya yön verebileceğini öne sürer. Ele alınan Şimşek adlı romanda Müfid’in evliliğine dair gerçeği öğrenmesi, bir doğa olayı olan şimşeğin çakarak bulundukları odayı aydınlatması aracılığıyla gerçekleşir. Bu olay, şimşeğin atmosferik bir olay olmaktan çıkararak olayların akışında etkili bir güce dönüştüğünü gösterir. Diğer bir ifadeyle şimşeğin sadece fiziksel değil, aynı zamanda simgesel bir eyleyiciliğe sahip olduğu söylenebilir. Söz konusu kapsamda, bu makalede, maddeci ekoeleştirinin getirdiği bakış açısından yararlanılarak bir eyleyici olarak şimşeğin olay örgüsü üzerindeki etkisi ortaya konmuştur. Bu amaçla öncelikle maddeci ekoeleştirinin bakış açısı ortaya konmuş, ardından Şimşek adlı roman incelenmiş ve söz konusu romanda şimşeğin eyleyici bir role sahip olduğu; roman kişilerinin duygu ve düşüncelerini etkilediği gibi olay örgüsünde de önemli bir role sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda şimşeğin, romanın kırılma anlarında belirleyici bir unsur olarak devreye girdiği gözlemlenmiştir.
In ecocritical studies, there is a general tendency to analyze literary works by focusing on the impact of human activities on the environment and discussing their destructive consequences. However, the interaction between humans and matter has the potential to offer new perspectives. Peyami Safa’s novel Şimşek provides significant material in this regard, as it clearly illustrates this potential. Traditional literary analyses have predominantly adopted an anthropocentric perspective, emphasizing human-centered readings while overlooking the active role of nature within the narrative. In contrast, material ecocriticism argues that nonhuman elements can also generate meaning and influence both human actions and the narrative itself. In Şimşek, Müfid’s discovery of the truth about his marriage occurs when a flash of lightning -a natural phenomenon-illuminates the room they are in. This event demonstrates that lightning is not merely an atmospheric occurrence but an influential force in the course of events. In other words, lightning can be considered an agent with not only a physical but also a symbolic agency. Within this framework, this article examines the impact of lightning on the plot through the lens of material ecocriticism. To achieve this, the study first outlines the perspective of material ecocriticism and then analyzes Şimşek, concluding that lightning assumes an agentic role within the novel, influencing both the emotions and thoughts of the characters as well as playing a crucial role in the narrative structure.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.