Anahtar, sadece kapıları açmaya ve kilitlemeye yarayan bir nesne değil aynı zamanda farklı alanlarda da kullanımları olan bir kavramdır. Bu yüzden onu sadece açma ve kapama aracı olarak sınırlandırmamak gerekir. Fiziksel anlamının dışında günlük konuşma dilinde kullanıldığı gibi edebiyat ve şiirde de çok yönlü bir metafor olarak karşımıza çıkar. Filistinliler açısından ele alındığında ise anahtarın anlam yelpazesi daha da genişler. Bu anahtar, Filistinli halkın bireysel ya da toplumsal hafızasında çok derin manaları taşır. Bir milletin geçmişine ve vatan toprağına olan bağlılığını yansıtır. Filistin halkı, işgal ve tehcirin ardından anahtarı sadece bir evin kapısını açan ya da kilitleyen bir nesne olarak değil işgal edilmiş topraklarına ve yuvalarına dönüşünü simgeleyen bir umut ışığı olarak görür. Bu anahtarlar, nesilden nesile aktarılır ve halkın vatanına olan aidiyet duygusunu güçlendirir. Anahtar bazen insana ve vatana olan bağını hatırlatan bir uzuv gibi görülür. Bazen de kaldırılması gereken bir bayrak ya da düşmana karşı bir silah gibi kullanılır. Zaman zaman da bir sevgiliye benzetilerek kişileştirilir. Filistin halkı için anahtar, hem fiziksel olarak evlerine geri dönüşe dair inancı hem de ulusal kimlik ve direniş bilincini canlı tutan bir hafıza ve hatıra nesnesi olarak işlev görür. Filistin halkının direnişi, kimliğini koruma mücadelesi ve geleceğe dair umutları bu sembol aracılığıyla dile getirilir. Bu çalışmada Filistin şiirine konu olan anahtar metaforu Muîn Besîsû, Mahmud Derviş, Hârûn Hâşim Reşîd, Murîd el-Bergûsî, Huseyn Muhannâ, Hasan el-Emrânî, Abdu’l-Ganî et-Temîmî, Âişe Abdurrahmân Yûnus gibi çağdaş dönem şairlerin şiirleri üzerinden incelenmiştir. Bu şiirler fişlenerek tasnif edilmiş ve dört başlık altında ele alınmıştır. Bu çalışma, edebiyat alanında metafor literatürüne katkı sağlaması bakımından önem arz etmektedir.
The key is not just an object used to open and lock doors; it is also a concept with uses in various fields. Therefore, it should not be limited to being merely a tool for opening and closing. Beyond its physical meaning, the key emerges as a versatile metaphor in everyday language, literature, and poetry. When considered from the Palestinian perspective, the range of meanings associated with the key expands even further. This key carries profound meanings in the individual or collective memory of the Palestinian people. It reflects a nation’s connection to its past and homeland. For the Palestinian people, following occupation and displacement, the key is seen not just as an object that opens or locks the door of a house, but as a beacon of hope symbolizing the return to their occupied lands and homes. These keys are passed down from generation to generation, reinforcing the people’s sense of belonging to their homeland. The key is sometimes seen as a limb, reminding one of their bond with their homeland. Other times, it is used like a flag that needs to be raised or as a weapon against the enemy. Occasionally, it is personified, being likened to a lover. For the Palestinian people, the key serves as both a tangible reminder of their belief in returning to their homes and as an object of memory that keeps their national identity and resistance consciousness alive. The Palestinian people’s resistance, struggle to preserve their identity, and hopes for the future are expressed through this symbol. In this study, the key metaphor found in Palestinian poetry is examined through the works of contemporary poets such as Muîn Besîsû, Mahmud Derviş, Hârûn Hâşim Reşîd, Murîd el-Bergûsî, Huseyn Muhannâ, Hasan el-Emrânî, Abdu’l-Ganî et-Temîmî and Âişe Abdurrahmân Yûnus. These poems have been categorized and analyzed under four main headings. This study is significant in terms of contributing to the metaphor literature in the field of literature.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.