Kısa öykü, köklü ve zengin bir geçmişe sahip Arap Edebiyatında gerek sözlü gerekse yazılı olmak üzere yüz yıllardır bulunan hikâye türünden ayrışarak özellikle son bir yüzyıldır başlı başına bir tür olarak öne çıkmıştır. Gelişiminin başında çevirinden de fayadalanan kısa öykü türü gün geçtikçe kendi orijinal kimliğini bulmuş; din ve din algısı, eğitim ve cehalat, kadınların durumu, ekonomi, toplumsal bozukluklar gibi Arap toplumuna dair birçok farklı konuyu ele almıştır. Muhammed Teymur'un "Trende" isimli öyküsü modern anlamda kısa öykünün ilk örneği olarak genel kabul görmektedir. Mısır'da kaleme alınan bu eserin akabinde farklı Arap ülkelerinde çeşitli konuları ele alan kısa öyküler yazılmış, bu edebi tür zamanla Arap Edebiyatının en önemli kollarından bir haline gelmiştir. Tevfik el-Hakim Arap Edebiyatının en önde gelen yazarlarından biridir. Hayatı boyunca yetmişten fazla sayıda tiyatro, on bir roman ve yüzlerce kısa öykü kaleme almıştır. Yazar, özellikle tiyatro eserleriyle tanınıp öne çıksa da birçok romanı ve yüzlerce kısa öyküsü de bulunmaktadır. Bu çalışmada Tevfik el-Hakim'in "Kara Bir Gece" isimli kısa öyküsü konu, olay örgüsü, kişi kadrosu, zaman ve mekân, üslup, anlatım tekniği gibi farklı yönlerden incelenmiştir. Kısa öykünün konusunu Mısır'ın taşra bir yerinde savcı vekilliği yapan birinin yaşadığı yaklaşık bir gün içinde yaşadığı zor bir durum oluşturmaktadır. Tahlil sonucunda kısa öyküde fasih bir dil kullanıldığı, diyaloglara, benzetmelere, betimlemelere bolca yerildiği ve bu durumun da kısa öykünün akıcılığını sağladığı, kişi kadrosunun sınırlı olduğu, anlatıcının gözlemci bir bakış acısıyla birinci tekil şahı üzerinden kahraman-anlatıcı formatında kendi başından geçen bir olayı aktardığı, kısa öykünün geçtiği yılın belirli olmadığı ancak sıcak bir temmuz günü taşra merkezine uzak, tehlikeli tarla yollarını geçtikten sonra ulaşılabilen bir yerde yaşandığı, geçmişte sıkca yaşanan ve günümüzde de bazen görülen aileler/aşiretler arası sudan sebeplerle çıkan ama bir çok kişinin ölümüne veya yaralanmasına sebep olan toplumsal gerçekçilikle bağlantılı bir konuyu işlediği sonuçlarına ulaşılmıştır.
The short story stands out as a genre in itself, especially in the last century, by distinguishing itself from the story genre that has existed for centuries, both oral and written, in Arabic Literature, which has a deep-rooted and rich history. The short story genre, which benefited from translation at the beginning of its development, has gradually found its own original identity; It has addressed many different issues about Arab society, such as religion and religious perception, education and illiteracy, the situation of women, economy, and social disorders. Muhammed Teymur's story "On the Train" is generally accepted as the first example of a modern short story. Following this work written in Egypt, short stories dealing with different subjects were written in different Arab countries, and over time, this literary genre became one of the most important branches of Arabic Literature. Tawfik al-Hakim is one of the most prominent writers of Arabic Literature. Throughout his life, he wrote more than seventy plays, eleven novels and hundreds of short stories. Although the author is known and prominent especially for his theater works, he also has many novels and hundreds of short stories. In this study, Tawfik el-Hakim's story called Black Night was examined from different aspects such as subject, cast of characters, time and place, style and narrative technique. The subject of the short story is a difficult situation that a deputy prosecutor in a rural part of Egypt went through in about a day. As a result of the analysis, a descriptive language is used in the short story, dialogues, analogies and descriptions are abundantly criticized and thus ensures the fluency of the short story, the cast of characters is limited, the narrator narrates an event that has happened to him in the hero-narrator format through the first person with an observational embroidery pain, the short story It is related to the social realism that it takes place in a hot July day, in a place that is far from the provincial center and can be reached after passing dangerous field roads, and that conflicts between families/tribes occur due to trivial reasons, which occurred frequently in the past and are sometimes seen today, but cause the death or injury of many people. It has been concluded that he studied a subject.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.