XIX. ve XX. yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nin yaşadığı toprak kayıpları neticesinde İstanbul ve Anadolu hattına temerküz eden göç hareketleri neticesinde oluşan muhacir nüfus, Osmanlı idaresi tarafından askeri ve mülkî sahalarda değerlendirilmiştir. Kafkas direnişinin sembol ismi Şeyh Şâmil’in oğlu Gazi Muhammed öncülüğünde, Muhammed Fazıl Paşa’nın ikinci komutanlığı görevini deruhte ettiği Dağıstan Süvari Bölüğü de bu stratejinin bir parçası olarak teşekkül etmiştir. Bölük uhdesinde, özellikle 93 harbi bağlamındaki muharebelerde birçok askerî başarının elde edilmesine, harp meydanlarındaki serdengeçti hamleleri ve üstün askeri meziyetleriyle katkı sağlayan Muhammed Fazıl Paşa, çeşitli vesilelerle Sultan II. Abdülhamid’in dikkatini çekmeyi başarmış ve kısa süre içinde padişah yaverliğine kadar yükselmiştir. Masal kahramanlarını andıran yiğitliği ve insan aklının sınırlarını zorlayan kuvvetiyle Yıldız Sarayı ve Osmanlı erkân-ı harbi içerisinde kahramanlığın mücessem bir timsali olarak adı dilden dile dolaşan Muhammed Fazıl Paşa, disiplini ve hilâfet makamına olan bağlılığıyla Osmanlı harp tarihi vitrininde kalıcı bir yer edinmeyi başarmıştır. Irak’ta “Süvari Fırka Livası” olarak uzun yıllar görev yapan Fazıl Paşa, bölgedeki Arap ve Kürt aşiretleriyle ilişkilerini güçlendirerek isyanların bastırılmasında aktif ve etkili bir rol oynamıştır. Kadife eldivenin içerisindeki demir bir yumruk misali bölge halkının etnik aidiyetini önemsemeden tek bir bayrak altında yekvücut olmaları hususunda üstün gayretler gösteren Fazıl Paşa, Irak havalisinde de unutulmayacak bir kahraman olarak bölge halkının yadında müstesna bir yer edinmeyi başarmıştır. Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı Kûtu’l-Amare zaferinin yol başçılarından Muhammed Fazıl Paşa, 8 Mart 1916’da Ebter Tepesi’nde İngiliz saldırılarını püskürtmeyi başarmış ve vücuduna isabet eden şarapnel parçasıyla şehadete erişmiştir. Bu çalışmada Muhammed Fazıl Paşa’nın hayatına değinilerek şehadeti sonrasında Iraklı şairler Cemîl Sıdkî ez-Zehâvî ve Muhammed Nâcî el-Kıştînî tarafından onun için Arapça olarak yazılan mersiyeler ve Türkçe tercümeleri sunulacaktır.
The immigrant population, which emerged as a result of the migration movements that were concentrated in Istanbul and Anatolia as a result of the territorial losses experienced by the Ottoman Empire in the 19th and 20th centuries, was evaluated by the Ottoman administration in military and civil fields. The Dagestan Cavalry Division, led by Gazi Muhammed, the son of Sheikh Shamil, the symbol of the Caucasian resistance, and with Muhammed Fazıl Pasha as its second in command, was formed as part of this strategy. Muhammed Fazıl Pasha, who contributed to the achievement of many military successes, especially in the context of the 93rd War, with his serdengeçti moves on the battlefields and superior military merits, managed to attract the attention of Sultan Abdulhamid II on various occasions and rose to the rank of aide-de-camp to the Sultan in a short time. With his heroism reminiscent of fairy-tale heroes and his strength that pushed the limits of human reason, Muhammed Fazıl Pasha, whose name was passed from mouth to mouth as an embodiment of heroism within the Yıldız Palace and Ottoman military staff, managed to gain a permanent place in the showcase of Ottoman war history with his discipline and loyalty to the caliphate. Serving for many years as the “Cavalry Brigade Brigade” in Iraq, Fazıl Pasha played an active and effective role in suppressing rebellions by strengthening his relations with the Arab and Kurdish tribes in the region. Showing superior efforts to unite the people of the region under a single flag without caring about their ethnic affiliation, like an iron fist inside a velvet glove, Fazıl Pasha managed to gain an exceptional place in the memory of the people of the region as an unforgettable hero in the Iraqi region. Muhammed Fazıl Pasha, one of the leaders of the Kut al-Amare victory where Turkish determination broke the British stubbornness, managed to repel the British attacks on Ebter Hill on March 8, 1916 and became a martyr with a piece of shrapnel hitting his body. This study will touch upon the life of Muhammed Fazıl Pasha and present the elegies written in Arabic by Iraqi poets Jamil Sidki al-Zahavi and Muhammed Naci al-Kishtini after his martyrdom and their Turkish translations.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.