Metinler, bağdaşıklık ve tutarlılık ölçütleri ile oluşturulan sözlü ya da yazılı ileŧişim araçlarıdır. Temelinde iletişim sağlama görevi bulunması metinleri kültürel yapının da bir parçası haline getirmektedir. Metin oluşturucu (gönderici) ile metin çözücü (alıcı) arasında gerçekleşen karşılıklı etkileşim bilgi, duygu ve düşünce aktarımın bir gereğidir. Metinler; metin üreticisinin dili, düşünce dünyası ve sanatı hakkında ipuçları barındırdığı gibi ait oldukları dönemin de tanıklarıdır. Bu nedenle metinler, hem dilsel hem de sosyo-kültürel açıdan ayrı bir öneme haizdirler. Metindilbilimsel çözümlemeler, metinlerin taşıdığı söz konusu dilsel ve kültürel nitelikleri görme imkânı sunmaktadır. Bu çalışmada Sezai Karakoç’un en bilindik şiirlerinden Monna Rosa, metindbilimsel bağdaşıklık ölçütleri açısından incelenmiştir. Bu doğrultuda şiir metni; yinelemeler, art gönderim ögeleri, öngönderim ögeleri, eksiltili yapılar, örgeler ve izlek, bağıntı ögeleri, dilbilgisel eylem zamanları, görünüş ve örtük anlatım başlıklarında analiz edilmiştir. Şiirden elde edilen bulgular, Karakoç’un klasik şiire ait söylemleri, modern şiire taşıdığını göstermektedir. Divan şiirindeki gül-bülbül, âşık-sevgili gibi söylemler, Monna Rosa şiirinde siyah güller, ak güller, kanadı kırık kuş, kanlı kuş tüyü gibi imgesel ifadelerle yeniden tasarlanmıştır. Şiirin bütününde görülen imkânsız aşk izleği; art gönderim unsurları, örgeler ve örtük anlatımlarla desteklenme yoluna gidilmiştir. Ayrıca metinde geçen eksiltili yapılar, eş ve yakın anlamlı yinelemeler, şiirin akıcılığının sağlanmasında belirleyici olmuştur. Metindilbilimsel çözümlemeler bu araştırmada da olduğu gibi metin oluşturucunun dili, düşünce ve duygu dünyası hakkında somut bilgiler elde edilmesine vesile olmaktadır.
Texts are verbal or written communication tools created with cohesion and consistency criteria. The fact that the texts are based on the task of providing communication makes them a part of the cultural structure. The mutual interaction between the text creator (sender) and the text decoder (receiver) is a requirement for the transfer of information, emotions and thoughts. Texts; while they contain clues about the language, world of thought and art of the text producer, they are also witnesses of the period to which they belong. For this reason, texts have a special importance both linguistically and socio-culturally. Textlinguistic analyzes offer the opportunity to see the linguistic and cultural qualities that texts carry. In this study, Monna Rosa, one of the most well-known poems of Sezai Karakoç, was examined in terms of textological cohesion criteria. In this regard, the text of the poem; It was analyzed under the headings of repetitions, post-referential elements, pre-referential elements, elliptical structures, patterns and theme, relation elements, grammatical verb tenses, aspect and implicit expression. The findings obtained from the poem show that Karakoç brought the discourses of classical poetry to modern poetry. Discourses such as rose-nightingale, lover-beloved in Divan poetry are redesigned with imaginary expressions such as black roses, white roses, bird with broken wings, and bloody bird feathers in Monna Rosa poetry. The theme of impossible love seen throughout the poem; It has been supported with post-reference elements, patterns and implicit expressions. In addition, the elliptical structures, synonyms and close-meaning repetitions in the text were decisive in ensuring the fluency of the poem. Textlinguistic analysis, as in this research, helps to obtain concrete information about the language, thought and emotional world of the text creator.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.