Tiyatro oyun yazarı tarafından yazılmış bir metin olarak edebiyatın bir türüdür. Roman ve öykü gibi edebi türlerden ayrılan özelliği ise sahnelenmek için yazılmasıdır. Diğer edebi türler gibi kurgulanmış varlıklardan oluşan bir dünyaya sahiptir. Bu varlılar ontolojide nesne olarak adlandırılmaktadır. Ontoloji var-olanın bilimi olarak varlık tarzları, varlık tabakaları ve varlık kategorileriyle ilgilenen bir çağdaş felsefe görüşüdür. Bu bakımdan kategorilerin analizini yapan bir sistemdir. Konusu varlık olan var-olanın, nasıl bir varlık olduğunu anlamayı amaçlamaktadır. Alt dalı olan sanat ontolojisi ise sanat eserinin nasıl bir varlık olduğunu anlamaya ve açıklamaya çalışmaktadır. Sanat eserini bir estetik obje olarak ele alan ontoloji, sanatı türlerine göre özellikleri ve varlık tabakaları bakımından sınıflandırmaktadır. Edebiyatın bir türü olarak tiyatro ontolojik olarak iki varlık alanına ait olarak kabul edilebilecektir. Bunlardan biri edebi metin diğeri de onun sınırdaki hali olan sahnelenmiş tiyatro oyunudur. Polonya’lı estetikçi Romen Ingarden tiyatroyu edebiyatın sınırdaki hali olarak tanımlamıştır. Bu makale Ingarden’in bu tanımından yola çıkarak tiyatroyu, salt metin ve sahnelenmiş oyun olarak karşılaştırmakta ve ontolojik olarak anlamaya çalışmaktadır. Bunu yaparken yeni ontolojinin kurucusu Nicolai Hartmann ve Türk düşünür İsmail Tunalı’nın değerlendirmelerinden faydalanmaktadır. Ayrıca edebiyat ve tiyatronun varlık alanlarını netleştirmek için son başlıkta erken dönem filozoflarından günümüze, mümkün dünya kavramını da göz önünde bulundurmaktadır. Bu tartışmanın amacı, bir edebi tür olarak tiyatro oyununun metin hali ve sahnelenmiş halinin varlık alanlarını ayrıştırarak tiyatronun hangi özellikleriyle sınırda olarak kabul edildiğini ortaya koymaktır.
Theatre is a type of literature as a text written by a playwright. It’s distinguishing feature from literary genres such as novels and short stories is that it is written to be staged. Like other literary genres, it has a world consisting of fictionalised beings. These entities are called objects in ontology. Ontology is a contemporary philosophical view that deals with modes of entity, strata of entity and categories of entity as the science of existent. In this respect, it is a system that analyses categories. It aims to understand what kind of entity is the existent is. Art ontology, tries to understand and explain what kind of entity the work of art is. Considering the work of art as an aesthetic object, ontology classifies art in terms of its characteristics and layers of entity according to its types. As a genre of literature, theatre can be ontologically accepted as belonging to two spheres of entity. One of these is the literary text and the other is the staged theatre play which is it’s borderline form. The Polish aesthete Roman Ingarden defined theatre as the borderline form of literature. Based on Ingarden's definition, this article compares theatre as pure text and staged play and tries to understand them ontologically. In doing so, article makes use of the evaluations of Nicolai Hartmann, the founder of the new ontology, and the Turkish philosopher İsmail Tunalı. In addition, the last chapter considers the concept of the possible worlds from early philosophers to the present day in order to clarify the spheres of entity of literature and theatre. The aim of this discussion is to differentiate the spheres of entity of the theatre play as a literary genre in its textual and staged form, and to reveal which features of the theatre are considered as borderline.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.