Klâsik Türk şiirinin toplumla olan ilişkisini ortaya koymaya çalıştığımız bu çalışmamızda, sosyoloji bilimiyle edebiyat münasebeti üzerinden hareket etmeye çalıştık. Sosyoloji ne kadar toplumla ilgiliyse klasik Türk şiiri de sanıldığının aksine toplumdan o kadar kopuk değildir. Hangi sanat veya bilim dalı olursa olsun, meydana getirildiği toplumun kültüründen muhakkak izler taşır. Klâsik Türk şiiri hakkında genel bir görüş haline gelmiş olan “Sadece estetik kaygısıyla meydana getirilmiş bir edebiyattır.” şeklindeki tezlerine inat, klâsik Türk Şiiri’nin Balkan doğumlu bir şairinin Anadolu’nun uzağında doğmuş olsa bile Anadolu gerçeğini, sosyal bozulmaları şiirinde nasıl işlemiş olduğunu göstermeye çalıştık. Balkan/Bosna Ujîçeli Sâbit, toplum sorunlarına giderken toplumun sorunlarına doğrudan değindiği gibi fertlerden hareket ederek de topluma ulaşmayı hedeflemiştir. Toplumun temelini oluşturan bireylerin sorunlu hareketlerinden yola çıkan Sâbit, kişilerin aksak ve kusurlu yanlarından bahsedip o kişiden ziyade ferdin temsil ettiği insan tipini eleştiri konusu yapmıştır. Edebiyatın estetik yanı kadar toplumsal bir yanı da vardır. Edebiyat sosyolojisi bağlamında incelemiş olduğum işbu çalışmam, Türk Edebiyatında, yaklaşık bir asırdır ki yanlış kodlanmış olan birtakım bilgilerin güncellenmeleri gerektiği sonucuna hizmet etmesi yönünden bakir bir konudur. Özellikle klâsik Türk şiirindeki birçok şair hakkındaki bilgiler eksik olup o şairin eksik bilinmesine, yani dolaylı olarak yanlış bilinmesine sebep olmaktadır. Bosnalı Sâbit de sadece klâsik Türk şiirinin geleneksel yapısı etrafında şiir yazan bir şair olmayıp yaşamış olduğu toplum içerisindeki aksaklıklara şiirlerinde yer veren bir şairdir.
In present study attempting to demonstrate the association of classical Turkish poetry with society, the driving point has been the connection between sociology science and literature. Unlike common belief, classical Turkish poetry bears similarities with sociology and it is too involved with society. Any piece of artistic or scientific work necessarily bears the traces from the culture of society it is created. As opposed to the long-lasting hypothesis that “Classical Turkish poetry is a literature prioritizing aesthetics only”, we attempted to manifest hereby how a Balkan originated poet of classical Turkish poetry-despite being born away from Anatolia, could analyze the reality of Anatolia and social deterioration in his poetry. While dwelling on social problems Balkan/Bosnia Sâbit from Ujîçe either directly referred to social issues or aimed to reach society through individuals. Based on the problematic actions of individuals who form the basis of society, Sabit talked about the flawed and flawed aspects of people and criticized the type of human being represented by the individual rather than that person. Literature has a social side as well as an aesthetic side. This study of mine, which I have examined in the context of the sociology of literature, is an untouched issue in that it serves the conclusion that some information that has been miscoded for nearly a century in Turkish Literature needs to be updated. Especially, the information about many poets in classical Turkish poetry is incomplete, causing that poet to be known incompletely, that is, indirectly, to be known incorrectly. Bosnian Sabit is not only a poet who writes poetry around the traditional structure of classical Turkish poetry, but also a poet who includes the problems in the society he lives in in his poems.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.