Türkçe ve Büyükçül Önses İlkesi

Author:

Number of pages:
293-309
Language:
İngilizce
Year-Number:
2024-Volume 19 Issue 1

Heceler sesbilim ve eklemlemede temel birimlerdir ve içsel yapıları ile belirtilirler. Bir hece, daha titreşimli bir sesi (bir ünlü) çevreleyen daha az titreşimli seslerden (ünsüzler) oluşur. Bu bağlamda, bir hece, merkezinde çekirdek olarak kabul edilen ünlü bir ses, önses ve sonses(ler) olarak kabul edilen ünsüz seslerden oluşur. Büyükçül Önses İlkesi sesbilimsel kısıtlamalara dayanır ve seslerin titreşimlilik özelliklerini dikkate alırken bir dizide izin verilen en fazla ünsüz sayısını tanımlayarak hece sınırlarının yerleşimini belirler. Büyükçül Önses İlkesi, İngilizce gibi dillerde bir seslem sonu öğesi yerine hece başına mümkün olduğunca çok sayıda ünsüz atayarak sonekleme yoluyla hecelemede görülen karmaşıklıkları ortadan kaldırmak için kullanılır. İşlevli eklerin birbiri ardına eklenmesi ile yeni birimler oluşturduğu dillerden olan Türkçe gibi bitişimli dillerde hecelemede farklılık görülebilir. Bir başka deyişle, her ne kadar tek heceli sözcükleri hecelerine ayırmak kolay olsa da eklerin bu bileşik sistemi nedeniyle heceleme karmaşıklaşabilir. Bu makale, son eklerin neden olduğu karmaşık heceleme sürecinin Büyükçül Önses İlkesi ile nasıl çözülebileceğini göstermeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, bu çalışma hecelerden başlayarak bileşik ad oluşturmaya kadar heceleme ile ilgili bir örüntü ortaya koymayı hedeflemekte ve Büyükçül Önses İlkesinin Türkçede hecelemeye yansıtılabileceğine dair kanıtlar sunmayı hedeflemektedir. Bu makalede ortaya konan örüntü ile yabancı dil olarak Türkçe öğrenenlerin ve öğretmenlerinin son eklerin neden olduğu heceleme zorluklarını anlamalarına ve çözmelerine katkıda bulunulacaktır.

Keywords


Syllables are fundamental units in phonology and articulation, and are characterized by internal structures. A syllable consists of less sonorant sounds (consonants) surrounding a more sonorant sound (a vowel). In this sense, a syllable is composed of a nucleus, which is a vowel, and initially and finally placed consonants (onset and coda, respectively). The Maximal Onset Principle is based on phonological constraints and it determines the placement of syllable boundaries by defining the maximum number of consonants allowed in a sequence while taking their sonority into account. The Maximal Onset Principle is used to eliminate complexities seen in syllabification caused by suffixation by assigning as many consonants as possible to an onset instead of a coda in languages like English. On the other hand, Turkish is an agglutinative language in which words are formed by joining multiple morphemes together in a way that allows for the separation and identification of individual word stems and affixes, thereby indicating specific inflections or derivations. In other words, even though syllabification is relatively easier for monosyllabic words, it can get complicated due to this complex system of suffixes in Turkish, which relies heavily on suffixation. The present paper aims to demonstrate how the complicated syllabification process caused by suffixation can be resolved by the principle of maximal onset. Therefore, beginning from syllables and moving on to noun compounding, this study will illustrate a pattern concerning syllabification and provide evidence that Turkish abides by the principle of maximal onset and the principle can be reflected in syllables to even noun compounding. The pattern revealed in the present paper can help teachers and learners of Turkish as a foreign language understand and solve the syllabification difficulties caused by suffixation.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 197
Number of downloads 255

Share

Turkish Studies - Language and Literature
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.