Türk edebiyatında oldukça az fantastik kurgu yazılmıştır. Türk yazarların bu türde edebi eserler ürettiğini ancak son yirmi yılda görebiliyoruz. Bu çalışma, 1797 senesinde Aziz Efendi tarafından yazılan Muhayyelât-ı Ledünn-i İlahi adlı kitabın yıllar içindeki ilerleyişini incelemektedir. Bu kitabı ilginç kılan unsur; tür tanımının ve okurlarda yarattığı algının yıllar içinde değişkenlik göstermesidir. Aziz Efendi Muhayyelât’ı 1797 yılında yazmış olmasına karşın kitap, 1852 senesinde Tanzimat Dönemi’nde basılabilmiştir. Halk tarafından sevilmesi ve belirli aralıklarla iki kere daha basılmasına karşın kitaptaki fantastik elementler o dönemin aydınlarını ve yazarlarını pek etkilememiştir. Onlara göre bu kitap, bir an önce terk edilmesi gereken bir eski zaman geleneğine sahiptir. Ne var ki takip eden yüzyılda Muhayyelât, bireysel kurgunun da dâhil olduğı bir halk masalı derlemesi olarak değerlendirilmiştir. Özellikle Andreas Tietze başta olmak üzere, Nihad Sami Banarlı ve Emine Kırcı gibi araştırmacılar kitabın hangi edebi kaynaklardan beslendiğini ortaya koymuştur. 21. Asır’a gelindiğindeyse, Türk fantazi edebiyatının yükselişi bağlamında, kitap bu türün başlangıç noktası olarak nitelendirilmiştir. Zeynep Uysal, gerçekleştirdiği incelemesinde eserin fantazi türüne uygunluğuna bakmış ve Tanzimat yazarlarının olumlu karşılamadıkları bu kitabın aslında Türk edebiyatındaki ilk fantazi eseri olması durumu üzerinde durmuştur. Bu çalışma kitabın dört asıra yayılan tanımlamaları ve değerlendirmelerine yakından bakacaktır. Netice bölümünde ise Muhayyelât’ın hangi kategoride yer alabileceğine yanıt arayacaktır.
There has only been more than a handful of fantasy fiction written within Turkish literature. It is only recently within the last two decades that we see Turkish authors produce literary works within this genre. This paper investigates the journey of Muhayyelât-ı Ledünn-i İlahi [Phantasms from Divine Presence], written as early as 1797, by Aziz Effendi. The interesting aspect of this book is that the definition of its genre and its perception changed throughout the years. Despite the fact that Aziz Effendi wrote the Muhayyelât in 1797, the book was published in 1852, within the era of Tanzimat Reformation. Correspondingly, it did not impress the intellectuals and authors of that time due to its fantastic content. According to them the book was signifying an old folk tale tradition that must be left behind immediately. However, in the following century, the book acknowledged as an individualized folk tale compilation by scholars. Therefore, in the 21st Century, with the emergence of Turkish fantasy literature, Muhayyelât has been accepted as the inception point of this genre. This study will summary these different acknowledgments under the four centuries. Consequently, in the conclusion chapter, within the light of these four centuries, the relevant genre of the book will be reconsidered.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.