İstiklâl Marşı, Türk milletinin millî mutabakat metni, hürriyet manifestosudur. Bir kehânet-i şairane, bir hiss-i kable’l vukûdur. Şairinin ifadesiyle her satırında Türk ve İslam ruhunun ulvî ve mübarek hisleri titreyen bir âbide-i sanattır. Bir milletin fertlerini tek başına millet bilincine yükseltebilecek millî ve doğal bir destan; kodlarını Kur’an’dan alan bir âbidevî sanat eseridir. Bu çalışmada böylesine önemli bir şah eserin kavram ve anlam dünyası üzerine bazı tespitler ortaya konularak metnin değerinin ve kıymetinin daha iyi anlaşılması amacına matuf değerlendirmeler yapılmıştır. Buna göre İstiklâl Marşı, herhangi bir sanatkârın alelâde duygularını dile getiren herhangi bir şiir değil, millî bir destan kıymetindedir. Türk Kurtuluş Savaşı’nın en çetin günlerinde yazılan bu marşta Mehmet Akif, Kurtuluş Savaşı’na şahit olan bir şairin hassasiyetini aktarmıştır: Tarih boyunca özgür ve bağımsız yaşayan Türk milletinin, mukaddes değerlerinden olan bayrağına, yurduna, kültür ve tarihî mirasına yönelik sömürgeci eylemler karşısında takındığı (ve takınması gereken) tavrı azimli, inançlı ve gür bir sesle adeta haykırmıştır. Bu marş, Millî Mücadele yıllarının en zor günlerinde, başta Türk ordusu olmak üzere bütün milletin hararetle ihtiyaç duyduğu özgüven, millî heyecan, azim, kararlılık, şevk ve imanın manzum dili olarak doğmuştur. Bu marş, necip Türk milletinin istiklâl, hürriyet, vatan, din ve bayrak aşkının, top yekûn ve bir ağızdan bütün dünyaya karşı gür bir haykırışıdır. Bundan dolayı bu marş Türk milleti için öncelikle Millî Mücadelenin; sonra da bütün zamanların destanıdır
The İstiklal Marşı serves as the national consensus statement and manifesto of the Turkish people, a declaration of freedom. It embodies a poetic prophecy and a sensation of what is to come. As expressed by the poet, it stands as a masterpiece of art where every line trembles with the sublime and blessed emotions of the Turkish and Islamic spirits. It is a national and natural epic capable of elevating the individuals of a nation to a collective consciousness, a feat akin to a monument of art derived from the codes of the Quran. In this analysis, several observations are presented about the conceptual and semantic realm of such a significant work, aiming to provide assessments that lead to a better understanding of its value and significance. Accordingly, the 'Independence March' is not a mere poem expressing an artist's ordinary emotions; rather, it possesses the value of a national epic. In this march, penned during the most challenging days of the Turkish War of Independence, Mehmet Akif conveys the sensitivity of a poet who bore witness to this struggle: he passionately and resolutely conveys the unwavering, determined, and resounding stance (and the necessary stance) of the Turkish nation, which has historically lived as a free and independent entity, in the face of colonial actions targeting its sacred values such as its flag, homeland, culture, and historical heritage. This march is the birth of the poetic language of self-confidence, national enthusiasm, determination, resolve, fervor, and faith that the entire nation, particularly the Turkish army, fervently required during the years of the National Struggle. This march is a resounding collective outcry of the honorable Turkish nation towards independence, freedom, homeland, religion, and flag, echoing loudly and harmoniously to the entire world. Therefore, this march is primarily the epic of the National Struggle for the Turkish nation, and subsequently, it stands as the epic of all ages.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.