Klasik Türk edebiyatının belagat kuralları çerçevesinde şiir, vezinli ve kafiyeli söz olarak tanımlanır. Bu sebeple vezinsiz veya kafiyesiz sözler şiirden sayılmaz. Kafiye kurallarına uymak konusunda Halk ve Divan şairleri farklı davranabilirler. Halk şiiri yazıdan ziyade sözlü ürünlerden oluştuğu için birbirine yakın sesli kelimelerle kafiyeli şiirler normal karşılanır. Divan şiiri yazıya dayandığı için kulakla birlikte göze de hitap etmesi sebebiyle yakın sesli kelimelerle kafiye yapmak tercih edilen bir durum değildir. Şekil bakımından her iki gelenekten beslenen mutasavvıf şairler ise kafiye konusunda hem Halk hem de Divan şiirinin estetik ölçülerine göre hareket ederler. Şiiri, sanattan ziyade hedef kitleye mesajlarını aktarmak için bir araç olarak kullanan mutasavvıf şairlerin kafiye konusunda daha rahat davrandıkları görülmektedir. Divanını incelediğimiz 18.-19. yüzyıl mutasavvıf şairlerinden Ahmet Sûzî'nin şiirlerinde yakın sesli kelimeleri kafiye olarak kullandığı, bazen de kafiyesiz şiirler yazdığını tespit ettik. Sûzî, bu kafiyesiz şiirlerinde ek hâlindeki redifleri, tek kelime veya kelime gruplarından oluşan redifleri kullanmıştır. Kafiyesiz mısralardaki bu redifler, şiire ahenk katarak ritmik bir yapı oluşturmuştur. Böylece kafiyesiz şiirler, redifin katkısıyla kafiyeli izlenimi oluşturmuş ve redif, kafiye kusurlarını gizlenmiştir. Arkadan gelen, yedek anlamındaki redif; terim olarak şiirin kafiyesini güçlendirmek amacıyla asıl kafiyeden/ revîden sonra gelen kısım olarak tanımlanmaktadır. İncelenen örneklerde redif, kafiyeden sonra değil, kafiyesiz mısraların sonunda yer almıştır. Redif, tanımı dışında kullanılmış, kafiyenin yerini almıştır. Kafiyesiz mısralar redifle kafiye düzenine kavuşturulmuş ve kafiyeli gibi gösterilmiştir. Burada, redifli, kafiyesiz şiirlerden örnekler verilmiştir.
Within the framework of the rhetorical rules of classical Turkish literature, poetry is defined as words with meter and rhyme. For this reason, words without rhyme or meter are not considered poetry. Folk and Divan poets may behave differently when it comes to following the rules of rhyme. Since Folk poetry consists of oral products rather than written poetry, rhyming poems with words that sound close to each other are considered normal. Since Divan poetry is based on writing and appeals to the eye as well as the ear, rhyming with words with close sounds is not a preferred situation. Sufi poets, who are fed by both traditions in terms of form, act according to the aesthetic criteria of both Folk and Divan poetry in terms of rhyme. Sufi poets, who use poetry as a tool to convey their messages to the target audience rather than art, seem to be more comfortable with rhyme. We have determined that Ahmet Sûzî, one of the 18th-19th century Sufi poets whose Divan we analyzed, used words with close sounds as rhymes in his poems and sometimes wrote unrhymed poems. In these unrhymed poems, Sûzî used redifs in the form of suffixes, redifs consisting of single words or word groups. These redifs in unrhymed verses created a rhythmic structure by adding harmony to the poem. Thus, unrhymed poems created the impression of rhyme with the contribution of the redif, and the redif concealed rhyme mistakes. Redif, which means "coming from behind" or "substitute", is defined as the part that comes after the main rhyme to strengthen the poem's rhyme. In the analyzed examples, the redif is not placed after the rhyme but at the end of unrhymed lines. Redif is used outside of its definition and replaces rhyme. Unrhymed verses were brought into a rhyme scheme with redif and shown as rhymed. In this study, examples of poems with redifs and without rhyme are given.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.