İyi birer gözlemci olan Klâsik Türk edebiyatı şairleri, tabiatı büyük bir dikkatle gözlemlemişlerdir. Bu bağlamda, mevsimlere bağlı olarak meydana gelen değişimlere de kayıtsız kalmamışlardır. Çiçeklerin açması, doğanın yeşermesi veya tam tersi sararması, bütün nebatatın yapraklarını dökmesi vb. ilgilerini çekmiştir. Mevsimlerin değişimiyle tabiatta oluşan türlü renk geçişleri ve renkler de dikkatlerinden kaçmamıştır. Renkleri şiirlerine konu edinirken mensubu bulundukları Türk Milleti’nin onlara yükledikleri farklı mana ve çağrışımlardan geniş şekilde istifade etmişlerdir. Beyitlerde veya mısralarda söz konusu ettikleri renklerin yanında tek veya birden fazla rengin redif olduğu şiirler de kaleme almışlardır. Bahsi geçen şairlerden biri de, daha ziyade Selim-nâme adlı eseriyle tanınan Bitlisli Şükrî’dir. 16. asır Klâsik Türk edebiyatı şairlerinden olan Şükrî’nin doğum ve vefat tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Kaynakların birden fazla dil bildiğini ve farklı dillerde gazel yazabildiğini söylediği Şükrî’nin bir Divan’ı da vardır. Bahsi geçen Divan’da redifleri renklerden oluşan iki gazel tespit edilmiştir. Gazellerden ilki “yaşıl kızıl” (yeşil kızıl), ikincisi ise “saru” (sarı) redifiyle kaleme alınmıştır. Redifi “yaşıl kızıl” olan gazelde sevgilinin giydiği kaftandan yola çıkılarak daha çok bir bahar anlatımı söz konusu edilmiştir. Buna mukabil, “saru” (sarı) redifiyle yazılan gazelde, renk çağrışımından da yararlanılarak sonbahar tasvirine yer verilmiştir. Makalede, Türklerde ana renkler durumundaki yeşil, kırmızı ve sarının Klâsik Türk edebiyatı geleneğine mensup bir şairde nasıl konu edildiği üzerinde durulmuştur.
The poets of Classical Turkish literature, who were good observers, observed nature and its elements with great care. In this context, they were not indifferent to the changes that occurred depending on the seasons. Flowers bloom, nature turns green or, on the contrary, turns yellow, all plants shed their leaves, etc. attracted their attention. The various color transitions and colors that occur in nature with the change of seasons did not escape their attention. While using colors as the subject of their poems, they made extensive use of the different meanings and connotations attributed to them by the Turkish Nation to which they belonged. In addition to the colors they mentioned in couplets or verses, they also wrote poems in which single or more colors were used as redifs. One of the poets mentioned is Bitlisli Sükri, who is mostly known for his work called Selim-nâme. Sukri, who one of the poets of 16th century Classical Turkish literature are not known the exact dates of birth and death of his. Sources say that he knew more than one language and could write ghazals in different languages, has got a Diwan. In this Diwan, two ghazals’ redifs consisting of colors, have been detected. The first of the ghazals with the redif of “yasıl kızıl” (green red), the second of the ghazals with the redif of “saru” (yellow) had been written. In the first ghazal, there is more of a spring narrative based on the caftan worn by the lover. On the other hand, in the second ghazal autumn depiction is included by also making use of color association. The article focuses on how green, red and yellow, which are the primary colors of Turks, are discussed in a poet belonging to the Classical Turkish literature tradition.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.