Diyarbakır, Osmanlı dönemi Türk şiirinin önemli merkezlerinden biridir. 18. yüzyılın son çeyreğinde doğan ve 1860’lı yıllara kadar yaşadığı düşünülen Nigâhî, Diyarbakır’da oluşan münbit edebî mahfillerden beslenip Diyarbakırlı şairler silsilesine katılmış bir isimdir. Nigâhî’nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ali Emîrî Efendi, şairin vefatı ile ilgili hicrî 1277 (miladî 1860-61) yılını bildirmektedir. Şevket Beysanoğlu, Nigâhî’nin 80 yaşlarında vefat ettiği bilgisini aktarmaktadır. Bu bilgilerden hareketle Nigâhî’nin 1780’li yıllarda doğmuş olabileceği düşünülebilir. Nigâhî’nin mürettep bir divânı yoktur. Şiirleri Ali Emirî Efendi tarafından tedvin edilip istinsah edilmiştir. Nigâhî’nin şiirleri ile ilgili yapılan araştırmaların sonucu olarak Nigâhî’ye ait olan 1 müsemmen, 4 müseddes, 1 murabba, diğer başlıklı 2 manzume ve 30 gazel yayımlanmıştır. Bu makalede, Diyarbakır Ziya Gökalp Yazma Eser Kütüphanesinde AHA-139 numarası ile kayıtlı şiir mecmuası incelenmiştir. Rifâiyye tarikatı şeyhlerinden Diyarbakırlı Şeyh Muhammed Şükrî tarafından tanzim edilen bu şiir mecmûasında Nigâhî’ye ait 7 gazel, 1 müseddes, 1 ilahi olmak üzere daha önce yayımlanmamış 9 şiir tespit edilmiştir. Bu şiirlerde, Nigâhî’nin divançesindeki şiirlerde olduğu gibi tasavvufî temaların ön plana çıktığı görülmüştür. Nigâhî’nin daha önce yayımlanmamış bu şiirlerinde; kâmillerin keyfiyeti, hak, adalet, gaflet, ilahî aşk, cefa, vefa, sitem, ümit, dünyanın faniliği, ahiret hayatına iştiyak, rızâ-yı Hak, ilahi aşk yolunda çekilen çileler gibi temalar işlenmiştir. Şiirlerinde aruz veznini kullanan Nigâhî, üslup bakımından hakimâne şiir söyleme tarzını benimsemiştir. Çalışmamızda, Nigâhî’nin daha önce yayımlanmamış 9 şiirinin vezni tespit edilmiş ve bu şiirler latin harflerine transkribe edilmiştir. Mecmûadaki sayfa sırasına göre sıraladığımız şiirlerin mecmûada bulundukları sayfaların numaraları dipnot ile gösterilmiş ve şiirlerin orijinal metinleri makalenin sonuna eklenmiştir. Bu çalışmada, Osmanlı dönemi Türk şiirinde önemli merkezlerden olan Diyarbakır edebiyat muhitinde yetişmiş bir şair olan Nigâhî’nin mecmûa sayfaları arasında kalmış şiirlerini gün yüzüne çıkarmak amaçlanmıştır. Ayrıca şiir mecmualarının klasik Türk şiiri araştırmaları için önemli kaynaklardan olduğu görüşünü destekler nitelikte bir çalışma yapılmaya çalışılmıştır.
Diyarbakır is one of the important centers of Ottoman period Turkish poetry. Born in the last quarter of the 18th century and thought to have lived until the 1860s, Nigâhî is a name that has been fed by the fertile literary gatherings formed in Diyarbakır and joined the chain of poets from Diyarbakır. The exact date of Nigâhî’s birth is not known. Ali Emirî Efendi reports the year 1277 (gregorian 1860-61) about the death of the poet. Şevket Beysanoğlu reports that Nigâhî passed away at the age of 80. Based on this information, it can be thought that Nigâhî may have been born in the 1780s. Nigâhî does not have a congregated divan. His poems were edited and copied by Ali Emirî Efendi. As a result of the research on Nigâhî’s poems, 1 müsemmen, 4 müseddes, 1 murabba, 2 poems with other titles and 30 ghazals belonging to Nigâhî were published. In this study, the poetry magazine registered with the number AHA-139 in Diyarbakır Ziya Gökalp Manuscript Library was examined. Nigâhî’s 7 ghazals, 1 müseddes and 1 divine, 9 poems that have not been published before have been identified in this poetry magazine, which was arranged by Sheikh Muhammed Şükrî from Diyarbakır, one of the sheikhs of the Rifaiyye sect. In these poems, it was seen that mystical themes came to the fore as in the poems in Nigâhî’s divançe. In these previously unpublished poems of Nigâhî; perfection, right, justice, heedlessness, divine love, the pain of separation, visa longing, suffering, fidelity, reproach, hope, the attributes of the lover, world mortality, the desire for the hereafter, separation from the lover, Allah's approval, tests on the way of divine love are the subjects. Using the aruz meter in his poems, Nigâhî adopted the dominant style of poetry in terms of style. In our study, the meter of 9 previously unpublished poems of Nigâhî has been determined and these poems have been transcribed into Latin letters. The page numbers of the poems that we have listed according to the page order in the journal are shown with footnotes. The original texts of the poems are added to the end of the article. In this study, it is aimed to bring to light the poems of Nigâhî, who is a poet who grew up in the literary neighborhood of Diyarbakir, which is one of the important centers in Ottoman period Turkish poetry.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.