Günümüzde birçok insan farklı nedenlerle farklı ülkelerde birlikte yaşamaktadır. Türklerin 1960'larda Almanya'ya göç etmesi ise buna önemli bir örnek olarak gösterilebilir. Bu göçün en önemli yansımalarından biri de ikinci ve üçüncü kuşağın da Almanya'ya yerleşmesi ve Alman edebiyatı gibi çeşitli alanlarda başarılı olmasıdır. Bu duruma Almancayı edebi dil olarak kullanmaları da etki etmiştir. Söz konusu kuşakların Almanya'daki tüm sosyalleşme sürecinden geçmeleri Almancaya hâkim olmalarında rol oynamıştır. Aslında, bu durumdaki insanlar, Alman ve Türk kültürleri arasındaki önemli farklılıkları tanıdıkları ve belirli özellikleri kabul eden veya reddeden melez bir kimlik geliştirdikleri üçüncü bir alana kucak açarak daha fazla karakterize edilmektedir. İki kültürün etkileşimi yeni davranışlara yol açabilmektedir. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı, Ayşegül Acevit'in Zu Hause in Almanya adlı eserinde yer alan kısa öykülerdeki kültürlerarasılık boyutunu içeren çözümlemeleri örneklerle göstermektir. Buna paralel olarak eserdeki kısa öyküler incelenecek ve farklı kültürlerin nasıl karşılıklı etki altında olduğu gösterilmeye çalışılacaktır. Farklı kültürler bir arada olduklarında hiç kuşkusuz birbirlerini etkilemektedirler. Edebi eserler, farklı kültürlerle bir arada yaşamayı göstermek için yadsınamaz kaynaklar olarak değerlendirilebilir. Bu doğrultuda Acevit, Türk ve Alman kültürleriyle iç içe olmanın getirdiği etkiyle kültürlerin nasıl karıştığını ve belirli bir etki altında olduğunu görebildiğini eserinde örneklerle sunmaktadır. Bunun bir yansıması olarak çalışmada farklı kültürlerin karşılıklı etki altında olduğu ifade edilmeye çalışılmıştır. İki kültürle yetişmek, kültürlerin birbirleriyle etkileşime ve içiçe girmelerini görmeyi kolaylaştırdığını somutlaştırmaktadır.
Nowadays many people live together in different countries for different reasons. A relevant reason was the immigration of the Turks to Germany in the 1960s. Above all, the second and third generation of guest workers later settled in Germany and were successful in various areas, such as in German literature. They use German as their literary language. They went through all the socialization in Germany, so they are more proficient in the German language. In fact, people in this situation are more characterized by embracing a third space in which they recognize important differences between German and Turkish cultures and develop a hybrid identity that accepts or rejects certain characteristics. The interaction of two cultures can lead to new behaviors. In this regard, the aim of this work is to represent the analysis taking into account the aspect of interculturality with examples in short stories in the work Zu Hause in Almanya by Ayşegül Acevit. It should be analyzed in short stories and shown how the different cultures are under mutual influence. Different cultures work together when they live together. Literary works are relevant to show coexistence with different cultures. Acevit lives together with the Turkish and German culture and can thus see how these cultures mix and are under a certain influence. In this sense, it was stated in the paper that the different cultures are under mutual influence. Growing up with two cultures, it is easy to see the cultures interacting and mixing.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.