Kenzaburō Ōe’nin Kişisel Bir Sorun romanı, başkişi Bird’ün, çocuğunun başında bir anormallikle doğması sonrası yaşadığı ciddi kimlik krizini betimler. Çocuğunun durumu onun yıllardır hayalini kurduğu Afrika seyahatinin iptaline neden olacaktır. Bird hep fetişist bir saplantıyla bağlı olduğu Afrika’ya gidebilmek için bebeğini öldürtmeye bile yeltenir. Ne var ki, anlatının sonunda hem çocuğunun hem de kendi hayatının sorumluluğunu almaya karar verecektir. Romanda, Afrika’ya yoğun göndermeler yapılır. Buna çok öfkelenen Yukio Mişima, şu hırçın ırk-merkezci beyanatta bulunmuştur: “Biz Japonlar, dünya tarihinde asla az gelişmiş tropik ülkelerin barbarca canlılığına özlem duyacak kadar takatten düşmedik; dolayısıyla [Ōe’nin] Afrika özleminin aracısı, şu sıralar takatten düşmüş olan Paris olsa gerektir.” Romandaki “Afrika” motifi, 1960’ların başında doruk noktasına ulaşan Afrika’nın büyük dekolonizasyon (sömürgeciliğin lağvedilmesi) sürecini anıştıran bir metafor işlevi görür. Emperyalizm yanlısı bir tutuma sahip olan Mişima bu bağlamı anlamadığı için değil, bilakis çok iyi anladığı ve Ōe’den farklı olarak, Afrika’nın özgürleşmesine karşı kayıtsız olduğu için eleştirmiştir romanı. Ayrıca, Ōe Tutuola, Fanon, Senghor, Wright ve Ellison gibi Afrikalı veya Afrika kökenli yazarların kullandığı anlatı motiflerinden ve sömürgecilik-karşıtı yazı tekniklerinden esinlenmiştir. Bu makale, Jean-Paul Sartre ve Edward Said’in kuramsal yapıtlarından yararlanarak, Ōe’nin Kişisel Bir Sorun’u yazarken kendisini nasıl, bilinçli olarak, dönemin güncel siyasi-tarihsel olgusu “Afrika”nın ve “Négritude” (“Zencilik”) edebiyatının etkilerine maruz bıraktığını incelemektedir. Makalemizin Ōe çalışmalarına katkıda bulunacağını ve bilhassa Ōe’nin yapıtları ile Üçüncü Dünya edebiyatı metinleri arasındaki etkileşime odaklanan yeni araştırmalara ilham vereceğini umuyoruz.
Kenzaburō Ōe’s A Personal Matter depicts the protagonist Bird’s severe identity crisis following the birth of his child with a head abnormality, which would inevitably cause the cancellation of his trip to Africa he had dreamt of making for years. He even attempts to have the baby killed in order to be able to go off to Africa to which he has always been attached with a fetishist obsession. At the end of the narrative, however, he decides to take responsibility both for the child and his life. The novel makes intense references to Africa, which infuriated Yukio Mishima who made the following highly offensive ethnocentric statement: “In world history, we, Japanese people have never been so weak to long for the barbaric vitality of underdeveloped tropical countries; hence [Ōe’s] longing for Africa must definitely be enabled by the agency of Paris, which has been greatly weakened.” In the novel, the motif of “Africa” functions as a metaphor alluding to the great decolonisation of Africa whose climax occurred in the early 1960s. The pro-imperialist Mishima criticised the novel not because he did not understand this context, but because he understood it very well and, unlike Ōe, was indifferent to the liberation of Africa. Furthermore, Ōe was inspired by some narrative motifs and especially certain anti-colonialist writing techniques developed by African, or of-African-descent writers like Tutuola, Fanon, Senghor, Wright, and Ellison. Thus, this paper analyses how Ōe consciously exposed himself to the influences of “Africa” as a comtemporary politico-historical phenomenon and that of “Négritude” literature while writing A Personal Matter, by using the theoretical works of Jean-Paul Sartre and Edward Said. We hope this paper, will contribute to Ōe studies, and inspire new research focusing on the interplay between Ōe’s oeuvre and the texts of Third World literature.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.