Kültürün somut göstergelerinden biri olan giysiler, insanlık tarihinde başlangıçtaki işlevi bakımından dış etkenlere karşı bir korunma aracı olarak kullanılmış iken toplumsallaşma süreciyle birlikte sadece koruma işlevinden sıyrılmış; iktisadî, kültürel, coğrafî vb. alanlardaki değişikliklerden etkilenerek ait olduğu kültürün önemli bir yansıtıcısı konumuna gelmiştir. Herhangi bir toplumun kültürünü tanımak için diğer disiplinlerden yararlanmanın yanı sıra giyim kuşam alanına da bakılması gerekmektedir. Yazılı eserler, kültürel alanlarla ilgili verilere ulaşmamızı sağlayan araçlardan biridir. Türk kültürüne ait yazılı eserlerden biri de Âşık Paşa tarafından kaleme alınmış Garib-nāme’dir. Türk dilinin tasavvufî şairlerinden biri olan Âşık Paşa, XIII. yüzyılda Horasan’dan Anadolu’ya göç eden ailelerden birine mensuptur. Asıl adı Ali’dir. XIV. yüzyılın ilk yarısında yetişen Âşık Paşa’nın en bilinen eseri Garib-nāme’dir. Yaygın isimlendirmeyle “Eski Anadolu Türkçesi” olarak bilinen; ancak bu yazıda “Eski Oğuz Türkçesi” olarak isimlendirilen döneme ait telif bir eser olan Garib-nāme, XIV. yüzyılın en hacimli mesnevisi olmasının yanında, döneminin kültürünü sade bir dille aktarması bakımından da dikkate değerdir. On bölümden müteşekkil eserin “Yedinci Bölüm” ünde yer alan “Altıncı Kıssa”, Allah’ın insan vücudunu yedi tabakadan yarattığı, bu vücudu yedi çeşit elbise ile donattığı ve insana yedi çeşit sofra bağışladığını anlatır. Eser, bu çalışmaya, gerek Âşık Paşa’nın sözünü ettiği “yedi çeşit elbise” deki gerekse eserin diğer bölümlerinde yer alan giyim kuşam unsurlarını ifade eden isimler ve bu giyim kuşam unsurlarının imalinde kullanılan ürünlerin isimleri bakımından kaynaklık etmiştir. Türk dilinin savunucularından biri olarak da bilinen Âşık Paşa’nın Garib-nāme’de kullandığı giyim kuşam alanına dair isimlerin kökenleri belirlenmiş ve Türkçe kökenli olanların gelişimleri de ortaya konmaya çalışılmıştır.
Clothing, being one of the concrete representative of culture, was used as a means of protection against external factors in terms of its original function in the history of humanity, but with the socialization process, its protective function; economic decreased, and influenced by the changes in the fields of culture, geography etc., it has become an important reflector of the culture to which it belongs. In order to learn about the culture of any society, it is necessary to investigate the field of clothing as well as benefiting from other disciplines. Literary works are one of the tools that enable us to collect data about cultural areas. One of the written works of Turkish culture is Garib-nāme, which was written by Âşık Paşa. Âşık Paşa, one of the mystical poets of the Turkish language, XIII. He comes from a family that migrated from Khorasan to Anatolia in the century. His real name is Ali. The best-known work of Âşık Pasha, who grew up in the first half of the century, is Garib-nāme. It was written in a period commonly known as "Old Anatolian Turkish", however, which is termed as “Old Oghuz Turkish" in the present article. In addition to being the most voluminous masnavi of 14th century, it is also remarkable in terms of conveying the culture of its period in a plain language. The "Sixth Story" in the "Seventh Chapter" of the work, which consists of ten chapters, tells that Allah created the human body in seven layers, equipped this body with seven kinds of clothes, and donated seven kinds of tables to man. The work has been the focus of this study in terms of the nouns expressing the clothing elements both in the "seven kinds of dresses" mentioned by Âşık Pasha and in the other parts of the work, and the nouns of the products used in the production of these clothing elements. The origins of the nouns of the clothing area used by Âşık Pasha, who is also known as one of the defenders of the Turkish language, in Garib-nāme were determined and the developmental process of the words with Turkish origin was analyzed.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.