William Shakespeare’in Hamlet (1599-1601) ve Ülker Köksal’ın Sacide’si (1972), farklı zamanlarda farklı kültürlerde yazılmalarına rağmen oyunların yazıldığı dönemlerde hüküm süren ataerkil uygulamalar tarafından kadınların nasıl mağdur edildiğini ve ötekileştirildiğini anlatmaktadır. Her iki oyunda da kadınlar, adaletsiz, eşitliğin ve ahlakın hiçe sayıldığı bir dünyada yaşamaya mahkum edilirken, siyasi, dini, sosyal, psikolojik ve/veya ekonomik olarak da baskı görmektedir. Kadın olarak rolleri, ataerkil toplumsal yapı tarafından tanımlanır ve onlardan beklendiği gibi rollerini yerine getirmeye zorlanırlar; ya da bu yapının uygulayıcıları – yani, küçük yaşlardan başlayarak ataerkilliği desteklemesi telkin edilen erkekler veya kadınlar – tarafından dışlanır veya cezalandırılır. Buna göre, bu makalenin temel amacı, Shakespeare’in Hamlet ve Köksal’ın Sacide’sindeki kadın tasvirini ve ataerkil uygulamaları feminist eleştiri açısından incelemektir. Bu makalenin giriş bölümü, ana hatlarıyla feminist eleştiriyi, Elizabeth dönemi ve 1970’lerin Türkiye’sindeki kadınlara bakış açılarını ve bunların Hamlet ve Sacide oyunlarındaki kadın karakterlere yansımalarını sunmaktadır. Ayrıca, Hamlet ve Sacide’deki kadınların istismar edilerek, nesneleştirilerek, ötekileştirilerek veya fiziksel ve/veya psikolojik şiddete maruz bırakılarak ataerkil uygulamaların kurbanları olarak resmedildiği ortaya konmaktadır. Sonuç olarak, Shakespeare’in Hamlet ve Köksal’ın Sacide’sindeki kadınların pasif, güçsüz ve itaatkar varlıklar olmasını bekleyen ve karşı çıkmaya veya isyan etmeye meyilli kadınları ise ataerkil güç sistemlerine tehdit olarak gören ataerkilliğinin uygulayıcıları tarafından kadınların nasıl benzer şekilde değersizleştirildiği vurgulanmaktadır. Son olarak bu makale, feminist eleştirinin bakış açısına uygun olarak kadınların değerinin yanı sıra kültürleri, ırkları, dinleri veya dilleri ne olursa olsun kadınlar hakkında yazmanın ve okumanın önemi hakkında farkındalık yaratma girişiminde bulunmaktadır.
William Shakespeare’s Hamlet (1599-1601) and Ülker Köksal’s Sacide (1972) portray how women are victimized and marginalized by the prevailing patriarchal practices although they were written in different cultures at different times. The women in both plays are sentenced to live in an unjust, unequal as well as immoral world, and they are also oppressed politically, religiously, socially, psychologically and/or economically. Their roles as women are defined by the patriarchal social structure, and they are forced to play their roles as it is expected; or else, they are alienated or punished by the practitioners – that is, men or women who are indoctrinated to support patriarchy from the early ages – of this structure. Accordingly, the fundamental purpose of this paper is to explore the women’s image and the patriarchal practices in Shakespeare’s Hamlet and Köksal’s Sacide from the viewpoint of feminist criticism. The introduction of this paper provides a general outline of feminist criticism, the perspectives toward women in the Elizabethan era and the 1970s’ Turkey, and their reflections on Hamlet and Sacide. Furthermore, it is displayed that women in Hamlet and Sacide are pictured as the victims of the patriarchal practices by being abused, objectified, marginalized or exposed to physical and/or psychological violence. In conclusion, it is emphasized how women in Shakespeare’s Hamlet and Köksal’s Sacide are similarly devalued by the practitioners of patriarchy who expect women to be passive, powerless as well as submissive creatures and regard the women inclined to protest or rebel as threats to their patriarchal power system. Last but not least, this paper attempts to raise awareness about the value of women and the importance of writing and reading about women regardless of their culture, race, religion or language in accordance with the perspective of feminist criticism.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.