Necip Fazıl Kısakürek’in “Zamanın Mimarîsi” öyküsünde soyut bir kavram olan ‘zaman’, ontolojik sorgulama aracı olarak simgeler, imgeler ve arketipler üzerinden görünürlük kazanmaktadır. Öykünün merkezine, bir arkitektonik zaman tasarımı imgesi yerleştirilmiştir. Yazarın zaman kavramına verdiği önemi, öyküye yerleştirilen arkitektonik zaman tasarımının işlevlerini ve özelliklerini belirlemek, zamanın farklı görünümlerini ve türlerini tespit ederek yorumlamak, temel amaçtır. Öyküde zamanla ilgili imgeler, simgeler ve arketipler belirlendikten sonra Gilbert Durand’ın Simgesel İmgelem Kuramından yararlanılarak tasnif edilip yorumlanmaktadır. Durand, simgesel imgeleri, reflekslere dayalı bedensel eylemlerden hareketle gündüz ve gece rejimi olmak üzere iki temel kategoride sınıflandırmaktadır. Gece rejiminin, sentetik ve mistik olmak üzere iki ayrı türü bulunmaktadır. Yapılan inceleme sonucunda öyküde hâkim olan rejimin sentetik gece rejimi olduğu tespit edilmiştir. Sentetik gece rejiminin öyküde ortaya çıkmasını sağlayan, öykünün merkezine yerleştirilen, döngüsel zamanla ilişkili, arkitektonik zaman tasarımı imgesidir. İmgesel örüntü ağındaki aşırı yığılımla öykü, bir noktadan sonra, parçalanarak ikiye bölünmekte ve öyküde iki ayrı son ortaya çıkmaktadır. Ruh ve beden, zaman ve mekân arasındaki kopuşu başlatan bu parçalanma, öykünün iki farklı güzergâhta akmasına sebep olmaktadır. Öyküde aşkınla ilişkili kişisel zamanın ve ruhun hareketinin, öykünün genel rejiminin aksine gece rejiminden gündüz rejimine doğru, yükselişi temsil edecek şekilde, olduğu tespit edilmiştir. Eser merkezli olarak gerçekleştirilen okumadan elde edilen verilere dayalı yorumlar, sanatçının biyografisi ve şiirleriyle birlikte yeniden değerlendirilmektedir. Öykü incelemesi neticesinde kuramla ilgili yapılan bazı tespitler ayrı bir başlık halinde sunulmaktadır. Sonuç olarak “Zamanın Mimarîsi” öyküsünde zamanın önemli yeri ve merkezi konumu, Simgesel İmgelem Kuramı kullanılarak ortaya konulmakta, öykünün istisnai özellikleri ve Türk öykücülüğündeki müstesna yeri tespit edilmektedir.
In Necip Fazıl Kısakürek's “Architecture of Time” story, ‘time’, which is an abstract concept, gains visibility through symbols, images and archetypes as an ontological questioning tool. An image of an architectonic time design is placed at the center of the story. The main purpose is to determine the importance given by the author to the concept of time, to determine the functions and features of the architectonic time design placed in the story, to identify and interpret different aspects and types of time. After determining the time-related images, symbols and archetypes in the story, they are classified and interpreted using Gilbert Durand's Symbolic Imagination Theory. Durand classifies symbolic images into two basic categories, day and night regime, based on bodily actions based on reflexes. There are two different types of night regime, synthetic and mystical. As a result of the examination, it was determined that the dominant regime in the story was the synthetic night regime. It is the architectonic time design image associated with cyclical time, placed at the center of the story, that allows the synthetic night regime to emerge in the story. With the excessive agglomeration in the imaginary network of patterns, the story is split into two after a point, and two separate endings emerge in the story. This fragmentation, which initiates the break between soul and body, time and space, causes the story to flow on two different routes. In the story, it has been determined that the movement of personal time and soul associated with the transcendental is in a way that represents the ascension from the night regime to the day regime, as opposed to the general regime of the story. The interpretations based on the data obtained from the work-centered reading are re-evaluated together with the artist's biography and poems. As a result of the story analysis, some of the determinations made about the theory are presented under a separate title. As a result, the important place and central position of time in the story “Architecture of Time” is revealed by using Symbolic Imagination Theory, and the exceptional features of the story and its exceptional place in Turkish storytelling are determined.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.