Türkçenin yazımında tarih boyunca çeşitli alfabeler kullanıldığı gibi bu yazım için de çeşitli malzemeler kullanılmıştır. Kâğıt başta olmak üzere taş, çeşitli ahşap veya metal eşyalar, ağaç kabuğu, bez (paralar) gibi materyaller kullanılmıştır. Grek harfli Türkçe metinleri özel kılan bir yönü de Türk dilinin en eski örneklerinde olduğu gibi kitabelerin de taş ve mermerler üzerine yazılıyor olmasıdır. Anadolu’da Grek harfli Türkçe kitabeler, XVIII. yüzyıl ile XX. yüzyıl arasında görülmektedir. Ortodoks Hristiyan olup Grek harfleri ile Türkçe yazıp konuşan ahali, mübadele zamanına kadar Anadolu’nun değişik yörelerinde Müslüman Türklerle bir arada yaşamışlardır. Mübadeleden sonra onlardan geriye üzerinde Grek harfli Türkçe yazılı çeşitli imaretler ve mezar taşları kalmıştır. Kiliseler, çeşmeler, hamamlar, evler, çeşitli kullanım eşyaları ve mezar taşları onlardan geriye kalan eserlerdir. Bu eserlerin üzerindeki Türkçe yazıları özel kılan durum, Grek yazınına benzemeyen daha çok Türk dilinin tarihsel dönem özelliklerini yansıtan karakterde olmalarıdır. Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine intisap eden ahali, kitabe metinlerinde hacı sözünü bir unvan olarak kullanmıştır. Hacı unvanı, incelenen kitabe metinlerinde belli harf nöbetleşmeleriyle birkaç farklı biçimde yazılmıştır. Kitabe metinlerinde hacı unvanının açık yazım biçimleri dışında kısaltmalı şekilleriyle de yazıldığı görülmüştür. Çalışmamızda mevcut Grek harfli Türkçe kitabelerde hacı unvanının ve kısaltmasının farklı yazımları ve yazım özellikleri üzerinde durulmuştur. Türk dilinde kısaltma kullanımı ve bu yöntemin Türk dilindeki ilk örneği de tespit edilmiştir.
Throughout history, various alphabets have been used in the writing of Turkish and various materials have been used for these writings. Materials such as stone surfaces, various wood or metal objects, bark, fabric (for banknotes), especially paper, were used. Another aspect that makes Turkish texts with Greek letters special is that the inscriptions are written on hard materials such as stones and marbles, as in the oldest examples of the Turkish language. Turkish inscriptions with Greek letters in Anatolia, XVIII. century and XX. ıt is seen between the century. Orthodox Christians, who wrote and spoke Turkish with Greek letters, lived together with Muslim Turks in different regions of Anatolia until the time of the exchange. After the exchange, various imaret and tombstones with Greek letters Turkish written on them remained from them. Churches, fountains, baths, houses, various kitchen utensils and tombstones are among the traces of this community. What makes the Turkish inscriptions on these works special is that they are unlike the Greek literature, but rather reflect the historical characteristics of the Turkish language. The people who belong to the Orthodox sect of Christianity used the word Hacı (pilgrim) as a appellation in the inscription texts. The appellation of Hacı (pilgrim) was written in several different forms in the texts of the inscriptions examined, with certain letter alternations. In the texts of the inscriptions, it was seen that the appellation of Hacı (pilgrim) was written in abbreviated forms as well as in clear spelling. In our study, the different spelling and spelling features of the name Hacı and its abbreviated spelling in Turkish inscriptions with Greek letters are emphasized. The use of abbreviations in Turkish and the first example of this method in Turkish were determined thanks to our study.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.