20. Yüzyıl Romanında Görülememek ve Tutunamamak: Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar ve Ralph Ellison’un Görülmeyen Adam Adlı Eserlerinde Yabancılaşma Kavramının Karşılaştırılması

Author:

Number of pages:
1349-1367
Language:
İngilizce
Year-Number:
2020-Volume 15 Issue 3

Sosyal yaşamın bir parçası olan yabancılaşma kavramı, zaman, mekân, toplumsal farklılık gözetmeksizin evrensel bir tema hâlini alarak yazının da önemli durak noktalarından biri hâline gelmiştir. Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar (1972) ve Ralph Ellison’un Görülmeyen Adam (1952) adlı eserleri de yabancılaşma kavramı üzerinde durarak evrensel yalnız bireyin serüvenini Türk ve Amerikan toplumu üzerinden yansıtmaktadır. Her iki eserde de ana karakterler yabancılaşma durumu ile karşılaşmaları ve bu durumun üstesinden gelebilmeleri için geliştirdikleri yöntemlerle ortak bir alan yaratırlar. Türk toplumunda yabancılaşmış bireye Atay “tutunamayanlar” motifi ile ışık tutarken, Ellison Amerikan toplumundaki yabancılaşmış bireye “görülmemek” motifi üzerinden seslenir. Atay’ın zihinsel sürgüne mahkûm edilen ve tutunamayan Turgut Özben ve Selim Işık adlı karakterleri de tam da bu noktada bedensel sürgüne mahkûm edilen Görülmeyen Adam ile edebi olarak kesişir. Farklı coğrafyalardan okuyucuya seslenen karakterler, topluma ve özbenliklerine yabancılaşma hâllerinden, içinde bulundukları döngüden, kendilerine has geliştirmiş oldukları stratejiler yoluyla çıkmayı başarırlar. Karakterlerin pasif direnişlerini yansıtan; yeniden doğuş, kurtuluş ve sürgünün sona ermesi gibi imgeler ağı üzerinden incelenebilecek olan eserler yabancılaşan insanın hikayesini aktarmaktadır. Bu çalışmanın amacı farklı dillere ve kültürlere ait olan Tutunamayanlar ve Görülmeyen Adam eserlerindeki yabancılaşma izleğini, Hegel’in yabancılaşma ve Efendi-Köle diyalektiğine dayanarak, “tutunamamak” ve “görülmemek” motifleri üzerinden karşılaştırmalı edebiyat verileri ışığında, çoğulcu yöntem doğrultusunda incelemektir. Çalışmanın sonunda karakterlerin yabancılaşma evreleri ve yabancılaşmış bedenleri ve ruhları aracılığı ile bu evrelerden kurtuluş süreçlerindeki benzerlikler ve farklılıklar değerlendirilecektir.

Keywords


Throughout history, the concRegardless of time, place and social differences, the concept of alienation, as a part of social life, has been regarded as a universal theme. As literature is inherently the reflection of social life, the concept of alienation has become an intersection point of literary works. In relation, Oğuz Atay’s The Disconnected (1972) and Ralph Ellison’s Invisible Man (1952) address the concept of alienation through the portrayal of the spiritual journey of the universal lonely individual from the perspectives of Turkish and American cultures. In both works, in order to encounter and overcome their alienation, the main characters create a common space through the methods they develop. While, Atay sheds light upon the alienated individual via using disconnection as a motif, Ellison addresses the alienated individual in American society through invisibility. It is at this point that the characters of Atay, Turgut Özben and Selim Işık, who are sentenced to mental exile, literally coincide with the Invisible Man who is sentenced to a bodily exile. At the end of their stories, the characters, who reflect different geographies, manage to get out of their state of alienation from the society and their inner self’s thanks to the strategies they develop. Their stories might be read as a passive resistance and can be analyzed by focusing on the web of images; rebirth, alienation and the end of exile to illuminate the story of the alienated individual. In this study, the concept of alienation is analyzed in relation with the themes ‘disconnection’ and ‘invisibility’ in plural investigation method via comparative literature within the frame of Hegel’s concept of alienation and his master-slave dialectic. The study explores the commonalities and differences between the two texts considering the alienation processes of the protagonists and the strategies they construct in order to overcome their alienated bodies and identities. ept of alienation has been a part of social life. Regardless of time, place and social differences, it has been regarded as a universal theme. As literature is inherently the reflection of social life, the concept of alienation has become an intersection point of literary works. In relation, Oğuz Atay’s The Disconnected (1972) and Ralph Ellison’s Invisible Man (1952) address the concept of alienation through the portrayal of the spiritual journey of the universal lonely individual from the perspectives of Turkish and American cultures. In this study, the concept of alienation is analyzed in relation with the themes ‘disconnection’ and ‘invisibility’ in plural investigation method via comparative literature within the frame of Hegel’s concept of alienation and his master-slave dialectic. The study explores the commonalities and differences between the two texts considering the alienation processes of the protagonists and the strategies they construct in order to overcome their alienated bodies and identities.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,262
Number of downloads 497

Share

Turkish Studies - Language and Literature
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.