Türkiye’de Sokağa Çıkma Yasağının Düşündürdükleri: Yalnızlığın Oyuncakları ve Baydurca Bir Öngörü

Author:

Number of pages:
1435-1447
Language:
Türkçe
Year-Number:
2020-Volume 15 Issue 3

Oyun-yaşam ilişkisini eksen alan çalışmada Türkiye’de yakın zamanda 65 yaş üstü bireyler için uygulanan sokağa çıkma yasağından hareketle, Memet Baydur’un 1984 yılında yazdığı ve 2002 yılı için öngörüde bulunduğu Yalnızlığın Oyuncakları adlı tiyatro oyunu, toplumsal ve siyasal olayların edebiyata yansıması bağlamında analiz edilmiştir. Edebiyatın, dolayısıyla oyunun yaşamın yerini alabileceği fikrini destekleyen çalışmada, Baydur’un Yalnızlığın Oyuncakları adlı oyununun gelecek zaman için öngörülen bir felaket senaryosu olduğu tezi savunulmaktadır. Dolayısıyla, edebiyat ile toplum, oyun ve yaşam ilişkisini irdeleyen çalışmada yöntem olarak edebiyat sosyolojisi benimsenmiştir. Marksist eleştiriyi temel alan edebiyat sosyolojisi edebiyat ve toplum arasında karşılıklı bir ilişki olduğu; siyasal, toplumsal ve ekonomik olayların edebi eserlere yansıyabileceği ancak aynı zamanda edebiyatın da toplumlar üzerinde etkili olup onları yönlendirebileceği fikrine dayanmaktadır. Edebiyat sosyolojisi ışığında, Baydur’un uzun yıllar önce yazdığı oyunundaki isabetli öngörüsünün ardında, O’nun 1980’li yıllar boyunca Türkiye’de yaşananlara hem “içerden” hem de “dışardan” tanıklık etmiş olması, Türkiye ve yurt dışında uzun yıllar yaşamış olmasından dolayı sadece ulusal problemlere değil, global anlamdaki problemlere karşı da duyarlı olması; bunun yanı sıra, sanatın tiyatro, sinema ve müzik gibi çeşitli alanlarında sahip olduğu bilgi birikimi gibi etkenlerin yer aldığı ve oyunlarında yansıma bulan tüm bu özelliklerin Baydur’u kendine özgü bir yazar yapan ve ona Baydurca sıfatını kazandıran özellikler olduğu sonucuna varılmıştır.

Keywords


In the study, which takes the play-life relationship/analogy as its axis, moving from the curfew that has been practised for the individuals over 65 recently, Memet Baydur’s theatre play The Toys of Loneliness (Yalnızlığın Oyuncakları) written in 1984 and in which he forsees for the year 2002, has been analysed in terms of the reflections of social and political circumstances in literature. In the study, which supports the notion that literature and thus play can take the place of life, Baydur’s play The Toys of Loneliness (Yalnızlığın Oyuncakları) is claimed to be a disaster scenario foreseen for the future. Therefore, in the study which examines the play and life relationship/analogy, sociology of literature has been adopted as a method. The sociology of literature that takes the Marxist criticism as its basis, leans on the idea that there is a mutual relationship between literature and the society; and political, social and economic circumstances can be reflected in literary works; however at the same time literature can be influential on societies and can direct them. In the light of the sociology of literature, it has been reached that behind Baydur’s very appropriate/well-timed prediction in his play written a long time ago, lie the fact that he witnessed the experiences undergone in Turkey during 1980s both from “inside” and “outside”, his sensitivity not only to the national issues but also to the global ones due to his experiences abroad for long years; besides his knowledge about different fields of art such as theatre, cinema and music and all these features reflected in his plays render Baydur a distinctive writer and earn him the adjective of Baydur-esque (relating to features unique to Baydur).

Keywords

Article Statistics

Number of reads 679
Number of downloads 432

Share

Turkish Studies - Language and Literature
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.