Pozitivizm ve materyalizm, Batı’nın Ortaçağ karanlığını yaşamasına sebep olan skolastik düşüncenin çözülerek, aklın bilimin ışığında yeniden gelişmesine olanak sağlayan en etkili düşünce sistemleri olur. Bilhassa pozitivizm ve pozitif bilimler 19. yüzyılın sonlarından itibaren Türk aydınının zihniyet değiştirmesinde de en etkili unsur olarak ön plana çıkar. Tanzimat’la birlikte başlayan hızlı toplumsal değişim süreci, bu dönemden itibaren birtakım ciddi toplumsal çatışmalara da sebep olur. Bu dönemde yeniliklere ve modern fikirlere zihinlerini kapatan kesim geleneksel birtakım alışkanlıklarına zaman zaman kutsallık yüklemeye başladığında, bu durum birtakım toplumsal çatışmaları ve problemleri de beraberinde getirir. Türk toplumunun dini hassasiyetlerinin farkında olan kimi çıkar odakları, halkın bu zaafını kullanarak kendilerine maddi ve manevi kazançlar elde etmeyi yüzyıllar boyuncu sürdürmüşlerdir. Bu doğrultuda toplumun dini bilinç kazanmalarının önündeki en büyük engeller de yine bu çıkarcı kesimler olmuştur. Pozitif fikirlerin zihniyetlerinde belirgin biçimde etkili olmaya başladığı 19. yüzyıl sonlarından itibaren, dini baskıların ve hurafelerin, toplumsal ilerleme önündeki en büyük engel olduğuna kanaat getiren Türk aydınları, toplumu bilinçlendirmek amacıyla bu dönemden itibaren ciddi bir çaba sarf ederler. Bu sebepten dolayı, taassup ve batıl inançların sebep olduğu toplumsal aksaklıklar, dönemin edebi eserlerine ciddi bir malzeme teşkil eder. Ömer Seyfettin, bu fikre öncülük eden ve hikâyelerinde taassup ve batıl inancın yol açtığı yıkımları alaylı biçimde işleyen etkili bir yazardır. Bu çalışmada Ömer Seyfettin’in taassup ve batıl inanç konusunu merkeze alarak çoğu kez alaylı biçimde eleştirdiği hikâyeleri analiz edilerek, yazarın konu hakkındaki düşünceleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Positivism and materialism are the most effective thought systems that enable the West to re- develop the mind in the light of science by dissolving the scholastic thought that led to the darkness of the Middle Ages. Especially positivism and positive sciences have come into prominence as the most influential factor in the change of mentality of Turkish intellectuals since the end of the 19th century. The rapid social change process that began with the Tanzimat period also caused serious social conflicts from this period onwards. In this period, when people who have closed their mindsets to innovations and modern ideas, and began to attribute sacredness to some traditional habits, the situation have brought along some social conflicts and problems. Some interest groups which were aware of the religious sensitivities of the Turkish society, have continued to gain material and moral profit for centuries by using this weakness of the society. Accordingly, the most important obstacles for the society to gain religious consciousness were these interest groups. Since the late nineteenth century, when positive ideas began to play an important role in their mentality, Turkish intellectuals, who considered religious pressures and superstitions to be the greatest obstacle to social progress, have made a serious effort to raise public awareness. For this reason, bigotry and superstitions caused social failures that constitute a serious material fort he literary works of the period. Ömer Seyfettin is an influential writer who in his stories mocked the devastation caused by bigotry and superstition. In this study, by trying to analyse the stories of Ömer Seyfettin who often criticized sarcastically by centering on bigotry and superstition, the author's thoughts on the subject were tried to be put forward.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.