Altı yüz yıl devam eden bir klasik edebiyat 19. yüzyılda son bulmuş ve Batı etkisinde gelişen yeni bir edebiyat bu dönemde şekillenmiştir. Yeni şiirin, yeni türlerin ve bunların arka planında işleyen fikir ve duyguların oluşmasında neredeyse bir yüzyıla yakın kesilmeden devam eden bir üstad-talebe zinciri önemli rol oynamıştır. Zincirin ilk halkası dönemin kudretli paşalarının gölgesinde edebî faaliyetlerine başlayan ve Avrupa tahsili gören Şinasi’dir. Sonraki yazarlar onun açtığı yeni yolda yürürler. Namık Kemal, dönemin bütün edebiyat hareketlerini çevresinde döndüren ve Cumhuriyet’e doğru uzanan yeni edebiyata kalıcı bir şekil kazandıran yazardır; Şinasi’den başka mistik ve klasik etkilerin altında da kalmış, oldukça zengin bir kaynaktan beslenmiştir. Recaizade Mahmud Ekrem ve Abdülhak Hamid ise Namık Kemal’in öğrencileri olarak edebî faaliyetlerine başlamışlar, ancak daha sonra belli noktalarda farklı rotaları izleyerek Edebiyat-ı Cedide akımını hazırlamışlardır. Namık Kemal’in edebiyatın topluma ve insana faydalı olması gerektiği amacına karşı, Recaizade Mahmud Ekrem’in zerreden şümûsa kadar güzel olan her şeyin şiirin konusu olabileceğini söylemesi Yeni Türk Edebiyatı tarihinde önemli bir kırılma noktası olmuştur. Yeni Edebiyat’ın ilk olgun eserlerini Servet-i Fünun dergisi etrafında toplanan ve Recaizade’nin izinden giden yazarlar vermişlerdir. Ahmet Haşim’le bu yeni şiir anlayışı Cumhuriyet’e kadar uzanmıştır. Bu makalede yeni bir edebiyatı oluşturan bu zincir halkaları tanıtılmış ve örneklerle haleflerin selefleri nasıl takip ettikleri ve hangi noktalarda ayrıştıkları gösterilmiştir.
A classical literature that lasted for six hundred years ended in the 19th century and a new literature developed under the influence of the West was formed in this period. The chain of a master-student, who continued unabated for almost a century, played an important role in the formation of new poetry, new genres, and ideas and emotions operating in the background of them. The first ring of the chain was Şinasi, which started its literary activities under the shadow of the mighty pashas of the period and was educated in Europe. Subsequent writers walked the new path he has opened. Namık Kemal was the writer who revolved around all the literary movements of the period and gave a permanent shape to the new literature extending towards the Republic; apart from Şinasi, it has been under the influence of mystical and classical influences and has been fed from a very rich source. Recaizade Mahmud Ekrem and Abdülhak Hamid started their literary activities as the students of Namık Kemal, but they followed different routes at certain points and prepared Edebiyat-ı Cedide movement. Against the purpose of literature that should be beneficial to society and human beings by Namik Kemal, Recaizade Mahmud Ekrem's saying that everything that is beautiful from monad to the sun can be the subject of poetry has been an important breaking point in the history of New Turkish Literature. The first mature works of the New Literature were published by Servet-i Fünun journal and followed by Recaizade. This new understanding of poetry date back to the Republic with Ahmet Haşim. In this article, these chain rings, which constitute a new literature, are introduced and the examples show how successors follow their predecessors and where they dissociate.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.