ERCÜMENT EKREM’İN MEŞHEDİ SERİSİNDE KARAGÖZ VE ORTA OYUNUNDAKİ TİPLERE MÜDAHALESİ VE SESSİZ BİR MUHALEFET ARACI OLARAK ACEM

Author:

Number of pages:
1437-1478
Language:
Türkçe
Year-Number:
2019-Volume 14 Issue 3

Ercüment Ekrem Talu’nun Meşhedi karakteri, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Akbaba mizah dergisinin sayfalarında doğmuş ve okurların gösterdiği ilgi üzerine önce küçük hikâye veya fıkralarda, daha sonra da romanlarda maceralarına devam etmiştir. Ercüment Ekrem, Meşhedi ve etrafındaki tipleri yaratırken geleneksel Türk tiyatrosundaki tiplerden yararlanmış ama seride bu tiplerin hepsine yer vermemiştir. Bu yazıda “Giriş” bölümünün ardından birinci bölümde, Meşhedi serisi genel olarak tanıtılmıştır. “Meşhedi Serisinde Tipler” adlı üçüncü bölümünde yazarın geleneksel Türk tiyatrosundaki tüm tipler yerine neden bazılarını kullandığı değerlendirilmiştir. Bu seride asıl kişiler Meşhedi, Torik Necmi ve Çekirgefendi’dir. Meşhedi, Karagöz ve orta oyunundaki Acem’in; Torik, Külhanbeyi’nin karşılığıdır. Çekirgefendi ise Hacivat/Pişekâr’ın karşılığıdır ama onunla tam örtüşmez. Karşısına Karagöz veya Kavuklu gibi bir tip çıkarılmaz. Halkçı bir aydın profili çizen Çekirgefendi, ağdalı bir Osmanlıcayla değil sade bir Türkçeyle konuşur. Çevresindekilerle dayanışmacı ve eşitlikçi bir ilişki içindedir. Seride Arap, Arnavut, Rumelili, Ermeni, Yahudi ve Rum gibi taklitlere de yer verilir. Ancak “Türk” ve “Kürt” tiplerine yer verilmez. Türk tipi seride yer almazken, Torik Necmi’nin Türklüğü öne çıkarılır. Dönemin siyasi atmosferi bu tiplerin yokluğunu açıklar. Ermeni ve Yahudi tiplerine dönemin siyasi atmosferinden etkilenilerek Karagöz ve orta oyunundakinden biraz daha farklı yaklaşılır. Ama bu fark çok can alıcı değildir. Yazının dördüncü bölümünde “Neden Meşhedi?” sorusunun cevabı aranmıştır. Meşhedi tipinin Akbaba dergisindeki doğuş süreci incelenmiş ve Meşhedi’nin İran kökenli bir gazeteci olan ve dergide Acem tipiyle örtüştürülerek mizah konusu yapılan Hemedanizade Ali Naci’den (Karacan) kaynaklandığı görülmüştür. Karagöz ve orta oyunundaki taklit tiplerin daha çok kullanıldığı Meşhedi serisinde, eksen kişilerden biri yerine neden Meşhedi’nin seçildiği veya öne çıkarıldığı sorusunun olası cevapları aranmıştır. Cevaplardan biri, Meşhedi serisinin, yeni kurulan Türk kimliğine dayalı ulus devletin, kendi mitik geçmişini yaratırken vardığı aşırılıkların da bir bakıma parodisi olabileceğidir. Meşhedi, temelleri çok daha önce atılmış olmasına karşın ancak 1930’ların başında çerçevesi çizilip ayrıntıları netleşen Türk Tarih Tezi’ne ve I. Türk Tarih Kongresi’nde de gündemde olmakla birlikte daha sonra Güneş-Dil Teorisi formunda en aşırı hâline ulaşacak olan Türk dilinin kökeniyle ilgili iddialara mizahi bir karşılık olarak değerlendirilebilir. Diğer bir olasılık ise Cumhuriyet’in kuruluşundan önce ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde siyaset ve düşünce dünyasında öne çıkan Tatar, Azeri gibi aydınlardan duyulan gizli rahatsızlığın Meşhedi aracılığıyla ifade edilmiş olabileceğidir. Bu aydınlar arasında sivrilen İranlı Hemedanizade Ali Naci ve Azeri Ahmet Ağaoğlu, Meşhedi aracılığıyla mizahın hedefi hâline gelmiş olabilir. Meşhedi serisinin popülerliğini açıklayan diğer bir etkense bu serinin, çöken imparatorluk sonucunda kapanmaya yüz tutan perdenin ve dağılmaya başlayan geleneksel sahnenin bu kapanışa ve dağılmaya yazıyla bir direnme çabası olarak da yorumlanabileceğidir.

Keywords


Ercüment Ekrem Talu’s Meşhedi character was born on the pages of Akbaba humor magazine in the early periods of the Turkish Republic and, due to extensive interest of the readers, continued his adventures in small stories or jokes and eventually in novels. While creating Meşhedi and the characters around him, Ercüment Ekrem made use of the figures in traditional Turkish theater but did not include all these figures in the series. In this article, Meşhedi series is introduced in the second part after the introduction. In the third chapter titled “Figures in Meşhedi Series”, it is evaluated why Talu uses some instead of all figures in traditional Turkish theater. The main people in this series are Meşhedi, Torik Necmi and Cekirgefendi. Meşhedi is the Acem figure in Karagöz and Orta Oyunu. Torik Necmi is the equivalent of Külhanbeyi figure. Çekirgefendi is the equivalent of Hacivat / Pişekâr, but it does not exactly match it. However, he does not meet another character who would mirror the Hacivat-Karagöz and Pişekâr-Kavuklu discord with him. He is an intellectual figure who reconciled with the “populism” principle of the Republic. It is in a solidarity and egalitarian relationship with its surroundings. The series also includes imitations such as Arab, Albanian, Greek, Armenian, Jewish and Greek. However, “Turkish“ and “Kurdish” figures are not included. While Turkish figure is not included in the series, Torik Necmi's Turkishness is emphasized. The political atmosphere of the period explains the absence of these figures. The series also includes Greek, Armenian and Jewish figures. The Armenian and Jewish figures are influenced by the political atmosphere of the period and are approached somewhat differently than in the Karagöz and orta oyunu. But this difference is not very crucial. The fourth section of the article deals with why Talu has chosen to deal with the Acem (Persian), in other words, why Meşhedi? The process of the birth of Meşhedi character in Akbaba magazine was examined and it was seen that Meşhedi originated from Hemedanizade Ali Naci (Karacan), an Iranian journalist who overlapped with the Acem type in the magazine. In the Meşhedi series, where the imitation figures in Karagöz and orta oyunu are used more, possible answers to the question of why Meşhedi was chosen or come to the fore instead of one of the axis figures were sought. One of the answers given to the question of “why Meşhedi” is that the series, in fact, can be a parody of the excesses of the new nation-state in creating its own mythical past. It can be considered as a humorous answer to the “Turkish History Thesis”, which has been delineated clearly only at the early 1930s but whose origins has been established long before; and to the “Sun-Language Theory”, which is the most extreme form of the claims about the origins of the Turkish language. Another possibility is that the hidden discomfort felt by Tatar and Azeri intellectuals who came to the fore in the world of politics and thought before the establishment of the Republic and in the early periods of the Republic may have been expressed through Meşhedi. It is also possible that Iranian Hemedanizade Ali Naci and Azeri Ahmet Ağaoğlu, who excels among these intellectuals, may have become the target of humor through Meşhedi. Meşhedi series can also be construed as a resistance to the disintegration of classical Turkish theater, which is another factor that explains its popularity.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,111
Number of downloads 563

Share

Turkish Studies - Language and Literature
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.