Birinci Dünya Savaşını doğrudan anlatmak yerine, savaşın insanlar üzerinde bıraktığı etkiyi çağrışım yüklü sözcükler yardımıyla anlatmayı tercih eden Fransız yazar Philippe Claudel’in kaleminden çıkan Gri Ruhlar adlı yapıt çalışmamızın konusunu oluşturur. Çalışmamızda Claudel’in, savaşın gölgesinde ne beyaz ne de siyah, gri, tamamen gri olan insan ruhularını betimlediği Gri ruhlar yapıtından hareketle, XIX. yüzyıl sembolistlerinin imgelem gücünün çağdaş yazarı nasıl etkisi altına aldığını göstermeyi ve anlatıcının içsel yolculuğu aracılığıyla kötülük ve iyiliği aynı anda içinde barındıran insan ruhunun sırlarını aralamayı amaçladık. Varoluş nedenini anlayamamış insan, dipsiz bir uçurumun eşiğinde, tükenmiş ve yıpranmış bir ruh hali içerisindedir. Yalnızlıktan ve iç sıkıntısından kurtulmak için anılarına sığınan anlatıcı, yaşamak için kaleme sarılır. Söyleyecekleri bittiğinde ise ölümü seçer; ölüm acı çeken ruhunu özgür bırakmanın ve kaybedilen sevgiliye kavuşmanın tek yoludur. İmgesel anlatıları barındıran mitlerden beslenen sembolister gibi, okuru savaşın kol gezdiği uzamdan uzaklaştırmak isteyen yazar, anlatısını mitolojik unsurlarla bezer. Maddenin ağırlığı altında ezilen, kimin öcünü kimden aldıklarını bilmeden yaşam mücadelesi veren insanlık, zamanla insani duygularını yitirmiş, varlığını yavaş yavaş yıkıma uğratsa da yaşamını kaplayan hüzne teslim olmuştur. Hesap dökümleriyle, aşk mektuplarıyla, sır dolu cinayetlerle anılara sığınan anlatıcı, savaşın karanlık yüzünü kasabalıların üzerini sır perdesi gibi kaplayan küçük bir kızın ölümü ile göstermeye çalışır. İnsanın duygu-düşünce dünyasını derinden etkileyen savaş, anlatı kişilerini ruhsal çöküntüye sürükleyerek, çektikleri acıların ağırlığı altında ezilen kişilerin teselliyi ancak ölümde bulmalarına neden olur.
The purpose of this article is to analyze the book entitled Grey Souls (2003) written by the French author Philippe Claudel who prefers to illustrate with the words rich in sensory evocations the dramatic effect of the First World War on humans instead of telling the story of the war. In our study, we aimed to show how Claudel took hold of the fantastical strength of 19th century symbolists, with regard to his work Grey Souls, which defined by neither white nor black but the completely gray souls of people portrayed in the shadow of the war and reveal the secrets of the human being, through the narrator's inner journey, the conduct of which oscillates between the good and the bad. The human being who can not understand the cause of his existence is in a state of soul exhausted and destroyed on the edge of the abyss. The narrator who tries to hide behind his memories in order to relieve himself and reduce his loneliness, devotes himself to writing to live. When things are over, he chooses death: death is a unique way to let the suffering soul free and to find the dead lover. Like the symbolist artists who benefit from mythological stories, the author adorns his narration with mythological notions in order to drive the reader away from the battlefield. Humanity, which is crushed under the weight of matter and survives without knowing exactly why and for which it avenges itself, loses more and more its human emotions and is invaded by an immense sadness. The narrator who hides behind his memories through countings, love letters and assassinations full of mysteries, tries to demonstrate the atrocity of war by the assassination of a girl. The war that profoundly influences the sensitivity and thinking of people leads the characters to depression, withdrawal or even the desire for suicide.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.