MİCHEL FOUCAULT’UN BİLGİ VE GÜÇ ODAKLI SÖYLEM ANLAYIŞI BAĞLAMINDA GERÇEKLİK VE İKTİDAR ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN TARİHSEL ÇÖZÜMLEMESİ

Author:

Number of pages:
861-873
Language:
Türkçe
Year-Number:
2019-Volume 14 Issue 4

Teorik olarak modernizm, kavramsal temellerin atıldığı tarihten itibaren rasyonel düşüncenin önemini vurgulamıştır. Bu düşünce anlayışı, Batı dünyasında akla bağlı olarak ilerleyen bir düşünce anlayışına yol açtı. Sosyal bilimler alanında bu dönemde “iktidar” kavramı etrafında başlayan tartışmalar; güncelliğini koruyarak, modern ve postmodern olarak devam etmiştir. Bu bağlamda yapılan tartışmaları değerlendiren modern ve postmodern gelenekler, iktidar odaklı başlayan, gerçeklik, güç ve bilginin kaynağı olarak devam eden kavramları birbirlerinden farklı bir şekilde yorumladılar. Yirminci yüzyılın önde gelen kuramcılarından biri olan MichelFoucault, felsefeden psikolojiye, sosyolojiden etimolojiye kadar uzanan geniş bir alanda adalet, tıp, psikiyatri ve cinsellik açısından farklı bir felsefi biçim ileri sürerek, düşünce dünyasında önemli bir etki yarattı. Bu yeni felsefi düşünce, klasik epistemoloji ve ontoloji anlayışını eleştirerek; kendi düşünce yapısını oluşturdu. Klasik epistemolojinin özne-bilinç eksenli bilgi felsefesi, Foucault’un düşüncesinde yerini söylem ve iktidar merkezli bir bilgi felsefesine bıraktı. Çünkü artık tek gerçek, tek bilim ve tek düzen yerine iktidarın merkez kavram olduğu çok boyutlu bir söylem, düzen ve gerçeklik vardır. Bilgi ve gerçek ile iktidarın ilişkisi, söylemler arasındaki iktidar etkileri bu yeni epistemolojik/ontolojik tarzın ve Foucault’nun arkeolojik ve soy bilimsel yönteminin ana hatlarını oluşturur. Bu çalışmada amaçlanan da Foucault’nun klasik epistemoloji ve ontoloji geleneğini; söylem, düzen ve gerçeklik kavramları ekseninde nasıl yeniden şekillendirdiğini ortaya koymaktır. Ayrıca iktidar, gerçeklik ve bilgi arasındaki ilişkiler, Foucault’un tarihsel analizi ile değerlendirilecektir.

Keywords


Theoretically, modernism has emphasized the importance of rational thought from the dates when the conceptual foundations were laid. This conception of thought led to a progressive understanding of thought in the Western world, led by reason. The debates that started around the concept of power in the field of social sciences in this period continued to be modern and postmodern. In this context, the modern and postmodern traditions, which evaluated the discussions, interpreted the concepts that started with a focus on power and continued as the source of reality, power and knowledge. Michel Foucault, one of the leading theoreticians of the twentieth century, made a significant impact on the world of thought by proposing a different philosophical form in terms of justice, medicine, psychiatry and sexuality in a wide range from philosophy to psychology, from sociology to etymology. This new philosophical thought formed its own structure by criticizing classical epistemology and ontology. The subject-consciousness-oriented philosophy of knowledge of classical epistemology left its place in Foucault's thought to a discourse and power-centered philosophy of knowledge. Because now there is a multidimensional discourse, order and reality where power is the central concept instead of one truth, one science and one order. The relationship between knowledge and truth and power, power influences between discourses outline this new epistemological / ontological style and Foucault's archaeological and genealogical method. The aim of this study is to reveal how Foucault reshaped the classical tradition of epistemology and ontology on the axis of discourse, order and reality. Furthermore, the relationships between Power, Reality, and knowledge will be judged by Foucault's historical analysis.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,638
Number of downloads 797

Share

Turkish Studies - Historical Analysis
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.