Günümüzde bireysel farklılıkları dikkate alan bir eğitim sistemi içerisinde yer almak her bireyin en tabi hakkıdır. Bireysel farklılıklar altında okullarımızda yapılan kaynaştırma uygulamaları ise hak ettiği ilgiye ne yazık ki hala muhtaçtır. Kaynaştırma uygulamaları ülkemizde özel eğitim öğretmenlerinin alanı olarak algılansa da aslında toplumda herkese önemli görevler düşmektedir. Okullarda kaynaştırma uygulamalarını destekleyen önemli paydaşlardan biri de branş öğretmenleridir. Branş öğretmenleri içerisinde ise kaynaştırma uygulamalarına en önemli katkıyı verecek olan “demokratik toplumumuza bireysel farklılıkları tanımış, kabul etmiş ve saygı duyan bireyler yetiştirme” hedefi ile yola çıkan Sosyal Bilgiler öğretmenleridir. Bu doğrultuda araştırmanın amacı, Sosyal Bilgiler öğretmen adaylarının kaynaştırma eğitimine yönelik öz yeterlilik inançlarını incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu 2017-2018 eğitim öğretim döneminde Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi son sınıfında öğrenim gören 76 Sosyal Bilgiler öğretmen adayı oluşturmuştur. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma grubundaki sosyal bilgiler öğretmen adaylarının kaynaştırmaya yönelik öz yeterlilik düzeylerini tespit etmek için Hollender (2011) tarafından geliştirilen, “Teacher Efficacy For Inclusion Scale (TEI)” ölçeğinin, Türkçeye Meral ve Bilgiç (2012) tarafından uyarlanan “Kaynaştırmada Öğretmen Yeterliği Ölçeği (KÖYÖ)”, kullanılmıştır. Araştırmada ayrıca Tschannen-Moran ve Woolfolk Hoy (2001) tarafından geliştirilen, “Teachers’ Sense of ElTicacy Scale (TSES)” ölçeğinin, Çapa, Çakıroğlu ve Sarıkaya (2005) tarafından Türkçeye uyarlanmış “Öğretmen Öz Yeterlik Ölçeği”, kullanılmıştır. Araştırmanın verilerinden elde edilen sonuçlara baktığımızda, çalışma grubundaki Sosyal Bilgiler öğretmen adaylarının kaynaştırma yeterlilik düzeylerinin ve öğretmen öz yeterlik düzeylerinin orta düzey olduğu, kaynaştırma yeterlilik düzeylerinin değişkenlerine göre farklılık göstermediği, kaynaştırma öğretmen yeterliği ve öğretmen öz yeterlikleri arasında anlamlı ilişki olmadığı tespit edilmiştir. Araştırmanın bu sonuçlarını, çalışma grubunun lisans eğitimlerinde aldıkları Özel Eğitim dersinden yeterli oranda faydalanamadıklarına bağlamak mümkündür.

Nowadays, every individual has the right to take part in an educational system that takes individual differences into consideration. However, the inclusive education practices at schools to deal with the individual differences are still insufficient. In our country it is thought that only the special education teachers should take care of the inclusive education practices but actually, everybody in the society has important duties about this issue. The subject matter teachers are also important shareholders that are supposed to support the inclusive education practices at schools. Among the subject matter teachers, those who are supposed to make great contribution to the inclusive education practices are the social studies teachers whose important aim is “to bring up the individuals who can recognise and adopt individual differences and be respectful to others in our democratic society”. Therefore, the aim of the study was to analyse the self-efficacy beliefs of pre-service social studies teachers on inclusive education. The study group of the research consisted of 76 pre-service Social Studies teachers in their last year at Akdeniz University Faculty of Education in the academic year of 2017-2018. The survey model was used in the research. In order to analyse the self-efficacy levels of the pre-service social studies teachers in the study group on inclusive education, “Teacher Efficacy Scale in Inclusive Education” was used in the research. It was adapted into Turkish by Meral and Bilgiç (2012) from the scale titled “Teacher Efficacy for Inclusion Scale (TEI)”, which was developed by Hollender (2011). In addition, “Teacher Self-Efficacy Scale” was also used in the research. It was adapted into Turkish by Çapa, Çakıroğlu and Sarıkaya (2005) from “Teachers’ Sense of Efficacy Scale (TSES)”, which was developed by Tschannen-Moran and Woolfolk Hoy (2001). According to the results of the research, it was indicated that the inclusion efficacy levels and the teacher self-efficacy levels of the pre-service social studies teachers in the study group were at a medium level, that there was no difference in their inclusion efficacy levels based on the variables and that no significant correlation was discovered between teacher efficacy on inclusion and teacher self-efficacy. Thus, it would be safe to say that the results of this research show the fact that the study group was not able to adequately benefit from the course of Special Education provided during the undergraduate program.