Bilişsel ve felsefi bakış açısı dikkate alındığında, çıkarımsal mekanizmaların inkâr edilemeyecek bir şekilde açıklayıcı gücü ve ayrışması söz konusudur. Bundan yola çıkarak böyle bir ayrım; (özellikle farklı çıkarım türlerinin asimetrik dağılımı) metnin kavranmasında, küresel veya yerel metin düzenini anlamanın önemli bir rol oynaması gerekliliğini öne çıkarır. Çıkarım yapmanın anlatı metinlerinde tutarlılık sağlamadaki gerek etkisini ve gerekse de rolünü araştırmayı amaçlayan, altta yatan (kodlanmamış) ve dilsel olarak belirtilen sadece semantik değil aynı zamanda da pragmatik içeriklerin dil kullanımında ayırt edilmesi dikkate alındığında, bu makalede altta yatan temel yani kodlanmamış içeriğin metin üzerindeki katkısının açığa çıkarılmasına odaklanmıştır. Yapısalcı kuram ve bu konuyla ilgili filozoflar dikkate alındığında, bu yapısalcı kuramın önerdiği çıkarımsal mekanizmaları uygulayarak buna göre yazar metin yapısından bilginin belirli bir kısmını çıkartabilir ve dolayısıyla okuyucuya eksik bilgiyi belirlemek için sadece birleştirici olarak adlandırılan çıkarımlar değil aynı zamanda da tahmini çıkarımları da yaptırabilir. Buna göre, iki anlam arasındaki ilişki sadece anlamsal olarak düşünülmemelidir. Dolayısıyla, çıkarımsal özelliklerin nasıl belirlendiğini ve bu belirtilen anlamsal içerikle nasıl bütünleştiğini değerlendirmek teoriden teoriye değişmektedir. Burada “anlam-sonrası arama birliği” için önerilen bilişsel yaklaşım, sırayla kodlanmış fakat çıkarımsal olarak yeniden oluşturulabilir ve açıkça ifade edilen anlamlı bir ilişki veya anlamlı olmayan ilişkilerin bütünleşmesinden türetilen anlam bütünlüğü kavramını dikkate alır.
Proceeding from the undeniably explanatory power and divergence of inferential mechanisms from the cognitive perspective and philosophy, we claim that such kind of distinction (especially the asymmetric distribution of different types of inferencing) should play an important role in understanding how global or local text organization affects text comprehension. Aiming to investigate the impact and role of inferencing in providing coherence in narrative texts in terms of distinguishing between the underlying (non-encoded) and linguistically represented semantic and pragmatic contents in language use, this paper focuses on revealing contribution of the underlying content on text comprehension by applying the inferential mechanisms suggested by the constructionist theory, according to which the author can omit a definite part of information from the text structure and thus make the reader generate the so-called bridging and predictive inferences to represent the missing information. Accordingly, the relation that holds between the two meanings is not only semantic. It is up to the theory to judge how the inferential properties get determined and integrate with the presented semantic content. The suggested cognitive approach to “search-after-meaning unity” considers meaning holism concept which in turn is derived from the integration of the non-encoded but inferentially revitalizeable and the explicitly expressed meaningful relations of an intrasentential or intersentential level.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.