7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu, Türkiye-İsrail ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur. Bu çalışma, operasyon sonrası iki ülke arasındaki ilişkilerin kriz diplomasisi bağlamında nasıl şekillendiğini ve bölgesel etkilerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Operasyon, Türkiye’nin Filistin meselesine tarihi, kültürel ve dini bağlılığı nedeniyle kamuoyunda yoğun bir yankı uyandırmış, ancak Ankara’nın dengeli bir dış politika izleme çabası dikkat çekmiştir. Türkiye, bir yandan İsrail’e yönelik eleştirilerini sürdürürken, diğer yandan arabuluculuk potansiyelini koruyarak bölgesel istikrarı desteklemeye çalışmıştır. Ancak, operasyonun tetiklediği bölgesel gerilimler, özellikle Kızıldeniz’deki güvenlik sorunları ve İran’ın rolüne dair tartışmalar, Türkiye-İsrail ticari ve diplomatik ilişkilerini olumsuz etkilemiştir. Çalışma, Türkiye’nin dış ticaret verilerindeki dalgalanmaları ve diplomatik söylemdeki değişimleri inceleyerek, kriz diplomasisinin iki ülke ilişkilerindeki rolünü değerlendirmektedir. Ayrıca, Abraham Anlaşmaları gibi normalleşme süreçlerinin operasyon sonrası sekteye uğraması ve Türkiye’nin bölgesel aktörlerle (Mısır, Suudi Arabistan, İran) yürüttüğü diplomasi, bölgesel güç dengelerindeki değişimlere ışık tutmaktadır. Türkiye’nin Hamas’ı meşru bir aktör olarak görmesi, Batı ile ilişkilerinde gerilim yaratırken, arabuluculuk girişimleri bölgesel etkisini artırma çabası olarak öne çıkmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma, Aksa Tufanı Operasyonu’nun Türkiye-İsrail ilişkilerinde yarattığı kırılmaları ve kriz diplomasisinin bölgesel dinamiklere etkilerini tarihsel ve jeopolitik bağlamda ele alarak, Türkiye’nin Orta Doğu’daki stratejik konumunu yeniden değerlendirmektedir.
On October 7, 2023, Hamas started the “Al-Aqsa Flood” campaign against Israel, which marked a crucial turning point in Türkiye-Israel relations. This research seeks to examine how bilateral ties evolved in the context of crisis diplomacy following the operation, as well as to assess regional repercussions. The operation resonated powerfully with the Turkish public due to Türkiye’s historical, cultural, and religious links to the Palestinian cause; yet, Ankara has made considerable steps to adopt a balanced foreign policy. While continuing to criticize Israel, Türkiye wanted to maintain its mediation role and contribute to regional stability. Nonetheless, regional tensions sparked by the operation—particularly security concerns in the Red Sea and disagreements over Iran’s role—have harmed Türkiye-Israel trade and diplomatic relations. This study assesses the effect of crisis diplomacy in bilateral relations by analyzing variations in Türkiye’s international trade statistics and alterations in diplomatic language. Furthermore, the suspension of normalization procedures like as the Abraham Accords, together with Türkiye’s diplomatic interactions with regional actors (Egypt, Saudi Arabia, and Iran), offer insight on shifting regional power dynamics. Türkiye’s acknowledgment of Hamas as a legitimate actor has strained relations with the West, and its mediation efforts reflect an intention to strengthen its regional influence. Consequently, this study reassesses Türkiye’s strategic position in the Middle East by examining the ruptures in Türkiye-Israel ties and the broader consequences of crisis diplomacy in historical and geopolitical terms.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.