Bu araştırma, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında yaşadığı ili değiştirmek zorunda kalan kamu personelinin afet sonrası ulaşım deneyimlerinden hareketle, örgüt içi iletişimin iş doyumu ve yaşam doyumu algısı üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Nicel araştırma yöntemlerinden basit tarama modeli kullanılarak gerçekleştirilen çalışmada, Elâzığ-Malatya arasında ikamet eden toplam 443 kamu personelinden elde edilen veriler analiz edilmiştir. Veriler, geçerlilik ve güvenirlikleri daha önce kanıtlanmış üç ayrı ölçek aracılığıyla toplanmış ve SPSS 26 paket programı ile istatistiksel analizlere tabi tutulmuştur.
Çalışma kapsamında, örgüt içi iletişim süreçlerinin yaşam (β = 0.420; p < 0.05) ve iş doyumu (β = 0.457; p < 0.05) ile anlamlı ve pozitif etkileri tespit edilmiştir. Demografik değişkenler açısından yaş, görev süresi, görev yapılan kurum, ulaşım yöntemi ve ikamet durumu gibi faktörlerin örgütsel iletişim ve doyum düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı farklar oluşturduğu gözlemlenmiştir. Özellikle genç kamu çalışanlarının afet sonrası kurumsal ortama uyum sağlamakta daha fazla zorluk yaşadığı, bireysel ulaşım imkânına sahip olanların ise daha yüksek yaşam doyumu bildirdiği belirlenmiştir.
Araştırma bulguları, afet sonrası dönemde fiziksel ulaşım zorluklarının yalnızca lojistik değil, aynı zamanda psikososyal ve yönetsel sonuçlar doğuran çok boyutlu bir husus haline geldiğini ortaya koymaktadır. Kurumsal iletişimin niteliği, kamu personelinin iş ve yaşam doyumu üzerinde belirleyici bir unsur olarak öne çıkmakta; destekleyici iletişim ortamları ise çalışan dayanıklılığını ve kurumsal bağlılığı artırmaktadır. Çalışmanın sonuçları, afet sonrası kamu yönetimi uygulamalarında, ulaşım desteklerinin yanı sıra empatik liderlik, açık iletişim ve esnek çalışma modelleri gibi bütüncül stratejilere duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır.
This study aims to examine the effects of intra-organizational communication on job satisfaction and life satisfaction perception based on the post-disaster transportation experiences of public personnel who had to change their province of residence after the earthquakes centered in Kahramanmaras on February 6, 2023. In the study, which was conducted using simple survey model, one of the quantitative research methods, the data obtained from a total of 443 public personnel residing between Elazig and Malatya were analyzed. The data were collected through three different scales whose validity and reliability were previously proven and were subjected to statistical analysis with SPSS 26 package program.
Within the scope of the study, significant and positive effects of organizational communication processes on life (β = 0.420; p < 0.05) and job satisfaction (β = 0.457; p < 0.05) were found. In terms of demographic variables, it was observed that factors such as age, tenure, institution, transportation method and residence status created statistically significant differences in organizational communication and satisfaction levels. It was determined that especially young public personnel had more difficulties in adapting to the institutional environment after the disaster, while those with individual transportation reported higher life satisfaction.
Research findings reveal that physical transportation difficulties in the post-disaster period have become a multidimensional issue that has not only logistical but also psychosocial and managerial consequences. The quality of organizational communication stands out as a determining factor on job and life satisfaction of public personnel, while supportive communication environments increase personnel resilience and organizational commitment. The results of the study emphasize the need for holistic strategies such as empathetic leadership, open communication and flexible working models as well as transportation supports in post-disaster public management practices.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.