Ekonomik büyüme; ekonomistlerin ilgilerini çeken, özellikle gelişmekte olan ekonomiler üzerinde yoğun akademik çalışmaların yapıldığı kavramlardan biridir. 1960’lardan sonra yoğunlaşan çalışmalardan elde edilen görüşlerin kısmen başarılı olduklarından söz edilebilir. Günümüze kadar küreselleşmeyi de kapsayan çalışmalarda 1980’lerdeki yeni teorik dalgalanmalarda hane halkı, firma, devlet ve dış alem dörtlüsünün bir bütün olarak ekonomik büyümeye katkıda bulunduğu vurgulamaktadır. 1990’lara gelindiğinde; ülke ekonomilerinde GSYH’yi artarken kalkınma çabaları sonucu çevrenin yıkımıyla birlikte, ekonomik büyüme oranının da yükseldiği görülmektedir. 2000’li yıllarda ülkelerde GSYH artışları elde sağlanmış olsa da, yüksek düzeyli büyüme tek amaç değildir. Ekonomide karar verici kurumların uzun ve titizlikle belirleyeceği politika faizi oranı, GSYH’yi artıracak olan yatırımlarda doğrudan ya da dolaylı olarak etken bir role sahiptir. Yapılan yatırımların verimsiz alanlarda olması, arzu edilen ekonomik büyüme oranına ulaşmakta çoğu zaman engel olmaktadır. Sonuç olarak ekonomik büyüme oranı; tüm faktör girdileri, finansman kaynakları, teknolojik gelişme ve AR-GE çalışmalarıyla artırılabilen oldukça kapsamlı bir kavramdır. Ülkelerin büyüme sorunları çözüldükçe, gelişmişlik yönünde atılacak daha değişik konular üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Türkiye Ekonomisi özelinde; 2006-2019 yıllarını kapsayan ekonomik büyüme, politika faiz oranları ve GSYH ile ilgili değişkenler konu edilmiş olan bu çalışmada tümdengelim yöntemi kullanılmıştır. Belirtilen makro değişkenlerin yıllık verileri üzerinde iktisadi ve ekonometrik analizleri yapılarak, Granger anlamında ilişki ve etkileşimin varlığını ortaya koymak amaçlanmıştır.
Economic growth; It is one of the concepts that attracts the attention of economists and that intensive academic studies are carried out especially on developing economies. It can be said that the views obtained from the studies that intensified after the 1960s were partially successful. In studies including globalization, it is emphasized that in the new theoretical fluctuations in the 1980s, the quartet of household, firm, state and outside world contributed to economic growth as a whole. By the 1990s; While the GDP of the country's economies increases, it is seen that the economic growth rate has increased with the destruction of the environment as a result of development efforts. Although GDP increases were achieved in countries in the 2000s, high growth is not the only goal. The policy interest rate, which will be determined by decision-making institutions in the economy, has a direct or indirect effective role in investments that will increase GDP. The fact that the investments made are in unproductive areas often prevents reaching the desired economic growth rate. As a result, the economic growth rate; It is a very comprehensive concept that can be increased with all factor inputs, financing resources, technological development and R&D studies. As the growth problems of countries are solved, they concentrate on different issues to be taken towards development. Economy of Turkey in particular; The deductive method was used in this study, in which variables related to economic growth, policy interest rates and GDP covering the years 2006-2019 are discussed. It is aimed to reveal the existence of relationship and interaction in the sense of Granger by making economic and econometric analysis on the annual data of the specified macro variables.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.