Kıbrıs meselesi 1968'den beri Birleşmiş Milletler'in gündemindedir. En son BM planı olarak bilinen Kapsamlı Çözüm Planı 2002'de adanın her iki tarafında sunulmuş ve beş kez revize edildikten sonra 24 Nisan 2004'te eşzamanlı referandumla sonuçlanmıştır. Kıbrıs Türkleri anılan planı % 65 evet oranında desteklerken, Kıbrıs Rumları % 76'ı oranında ezici çoğunluk ile planı ret etmiştir. Esasen Annan planı öncesi,dönemi ve sonrasında Rumlar ile bir anlaşmaya varılamamasının tek sebebi Helenizm ideolojilerine dayanmaktadır. Helenizm sadece tek hedef değil, aynı zamanda Kıbrıslı Rum halkının tek ideolojisidir. Nitekim, bütün adanın kendilerine ait olduğu ideolojisi Annan planı döneminde görülmüştür. Kıbrıslı Rumlarının ,adanın eşit ortağı Kıbrıs Türkleri ile eşit egemenlik paylaşımı üzerine isteksizliği devam emesinden ötürü, tüm süreçler başarısızlıkla sonuçlanmaktadır, çünkü, Helenizm ana hedeflerinden biridir. Bu makale, Uluslararası İlişkilerde Konstruktivizm Teorisiyle, Kopenhag Okulu’nun Güvenlikleştirme Teorisi katkısında 2004 referandum sonuçlarını siyasi güvenlik bağlamında analiz etmeyi amaçlamaktadır. Sonuç, her iki tarafın politik güvenlik anlayışının derinden farklı olmasıdır. Bu çalışma Annan planının avantaj veya dezavantajlarını değerlendirmemektedir, sadece iki tarafın politik perspektifine odaklanmaktadır. Sonuçta, Kıbrıs Rumları iki ülke arasındaki siyasi eşitlik ve idari ortaklığa hazır değildir. Özetle, işlevsel federatif sistem Kıbrıs Rumları tarafından desteklenmemektedir, çünkü “1960 Kıbrıs Cumhuriyeti” nin egemenliğini kaybetmekten korkmaktadırlar. Bu durum “iyi çitler(sınırlar), iyi komşuluk ilişkisi sağlar” deyimini artık düşünmeyi zorunlu kılmaktadır.

Cyprus issue has always been on the agenda of UN, on and off, since 1968. Latest UN plan was offered in 2002 named Comprehensive Settlement Plan which seperate simultaneous referanda were held on 24 April 2004.The plan was approved in the Turkish Cypriot referandum by 65% of the votes whereas 76% of the Greek Cypriot people rejected the plan. The only reason for the irreconcilability of Greek Cypriots is based on the ideology of Hellenism. Helenism is not only the sole target but also the sole ideology of the Greek Cypriot people. As a mattaer of fact that the ideology to get the whole island as belonged to them come up during the Annan plan. All processes fail, due to the continued reluctance of Greek Cypriots to share equal sovereignty with the Turkish Cypriots of the island,because of, Helenism is one of the main struggle of their policy. This paper seeks to analyse the contribution of the Constructivist theory of International Relations with Copenhag School’s Securitization theory to analyse 2004’s referanda results in the context of political security. The result is political security understanding of both sides deeply differ. In the event, this study does not evaluate the Annan plan’s disadvantages, only focus the political perspective of both sides. In sum, Greek Cypriots were not ready to the political equality and administrative partnership between the two nation. Although, functional federative system was not supportive by the Greek Cypriots because they afraid to loose their “sovereignty” in the name of “Cyprus Republic of 1960”. This makes to think an idiom of the “good fences make good neighbour” as necessarily.