Bir süreç olarak modernleşme, toplumun sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik yapılarındaki geleneksel düzenden daha yeni, daha verimli ve daha modern olan bir düzene geçiş deneyimi olarak tanımlanabilir. Modernleşme olgusu genel itibariyle tüm Batılı ülkelere izafe edilmesine karşın bu olguyu Almanya’nın diğer ülkelere göre daha geç deneyimlediği tarihsel bir vakadır. Siyasi birliğini daha geç kuran, kapitalistleşme, bürokratikleşme ve demokratikleşme süreçlerini daha geç yaşayan Almanya, gerçekleştirdiği etkili reformlar ile kısa zamanda rakiplerinin önüne geçerek dünyada söz sahibi olmayı başarmış bir ülkedir. Sağlam ekonomisi, etkili eğitim sistemi ve refah devleti uygulamaları ile bir göç ülkesine dönüşmüş olan Almanya’nın geçirmiş olduğu mucizevi dönüşüm, Bilimsel Araştırma Projesi (proje numarası: SOS-BAP-C-301123-55) kapsamında desteklenen bu çalışmanın ilgi konusu olmuştur. Araştırma kapsamında, ülkenin gerçekleştirmiş olduğu toplumsal dönüşüm tarihsel perspektiften ve yorumsamacı (hermenötik) paradigma üzerinden ele alınmıştır. Kökleri Prusya militarizminde bulunan ve bir çeşit “ahlaki modernlik” olarak tezahür eden Alman modernleşmesinin analiz edildiği bu araştırmada Kant, Leibniz, Hegel, Marx, Veblen, Weber, Sombart vb. birçok Alman düşünürün görüşlerinden istifade edilmiştir. Alman sosyoloji geleneğinin temel yaklaşımlarından biri olan ve kültürel bilimlere odaklanan bir araştırma yöntemi olarak bilinen 'verstehen' (anlamacı) perspektifinden de yararlanılmıştır. Almanya’nın modernleşme sürecine genel bir çerçeve çizen bu çalışma, daha özelde ise ülkenin 'ekonomik mucize' (Wirtschaftswunder) olarak adlandırılan modernleşme deneyimine odaklanmaktadır.

As a process, modernization can be defined as the experience of transitioning from the traditional order in the social, cultural, political and economic structures of society to a newer, more efficient and more modern order. Although the phenomenon of modernization is generally attributed to all Western countries, it is a historical fact that Germany experienced this phenomenon later than other countries. Germany, which established its political unity later and experienced the processes of capitalism, bureaucratization and democratization later, is a country that has managed to have a say in the world by quickly getting ahead of its competitors with the effective reforms it has implemented. The miraculous transformation that Germany, which had become a country of immigration with its robust economy, effective education system and welfare state practices, has undergone has been the subject of interest of this study supported within the scope of the Scientific Research Project (project number: SOS-BAP-C-301123-55). Within the scope of the research, the social transformation that the country has experienced has been addressed from a historical perspective and through the hermeneutic paradigm. This study, which analyzes German modernization, which has its roots in Prussian militarism and manifests itself as a kind of “moral modernity,” has benefited from the views of many German thinkers such as Kant, Leibniz, Hegel, Marx, Veblen, Weber, Sombart, etc. The study also benefits from the “verstehen” (interpretive) perspective, which is one of the fundamental approaches of the German sociological tradition and is known as a research method focused on cultural sciences. While the study outlines a general framework for Germany’s modernization process, it specifically focuses on the country’s modernization experience referred to as the “economic miracle” (Wirtschaftswunder).