Kamu kurumlarının örgütsel yapısının mevzuattan kaynaklanan hiyerarşik karakteri, özellikle rutin hizmet faaliyetlerinin yürütülmesinde önemli bir belirleyicidir. Üstlerin astları üzerinde kullandıkları yönetsel gücün temel dayanağı olan bu formel yapı, kurumdaki örgütsel kültüre göre enformel yapı ile uyumlu olduğunda sorunsuz bir çalışma ortamı oluşur. Ancak bu uyum birçok farklı sebepten dolayı bozulabilir. Mevzuatın esnek olmayan yapısından kaynaklanan uygulama sorunları; ortak kaynaklara (mali kaynaklar, insan gücü kaynakları, araç ve malzeme kaynakları vb.) bağımlı olma durumu; personelin amaçlarının farklı olması; kurumdaki yöneticilerin uyguladıkları yönetim tarzlarının farklılıkları gibi birçok unsur, kurumsal uyumun bozulmasına neden olan faktörler arasında sayılabilir. Bununla birlikte bu sebepler arasında belki de tespiti en zor olanı, bazı personelin yetki ve sorumluluk açısından hiyerarşik konumunun normalinin dışında konumlanmasıdır. Bu durum, çalışma kapsamında “hissedilen güç” olarak tanımlanan etki altında ortaya çıkar. Çeşitli nedenlerle hiyerarşi ve mevzuatın az veya çok dışında güç sanrısına sahip olan personel, kamu kurumunda yönetsel faaliyetlerin temel kaynağı olan yasal gücün uygunsuz paylaşımına ve etkisinin aşırı artmasına veya azalmasına neden olur. Bu çalışmanın amacı, özellikle kamu örgütlerinde uyumsuzluk ve adaletsizlik yaratma potansiyeline sahip olan bu olguyu tanımlamaktır. Bu olgunun tanımlanmasının, örgütlerde yaratabileceği olumsuzluklara karşı önlem alınmasında faydalı olabileceği düşünülmektedir. Bu bakımdan çalışma, teorik bir kavram geliştirme çalışması olup, “hissedilen güç” olarak tanımlanan olgunun nedenlerini ve dinamiklerini açıklamayı amaçlamaktadır.

The hierarchical character of the organizational structure of public institutions, originating from the legislation, is an important determinant especially in the execution of routine service activities. When this formal structure, which is the main basis of the managerial power used by the superiors over their subordinates, is compatible with the informal structure with reference to the organizational culture in the institution, a problem-free working environment is formed. However, this harmony can be disrupted due to many different reasons. Many factors such as implementation problems arising from the inflexible structure of the legislation; dependence on common resources (financial resources, manpower resources, vehicle and material resources, etc.); different objectives of the personnel; differences in the management styles applied by the managers in the organisation can be counted among the factors that cause institutional cohesion to deteriorate. However, perhaps the most difficult to identify among these reasons is the hierarchical position of some personnel in terms of authority and responsibility. This situation occurs under the influence defined as “sensed power” within the scope of the study. Personnel who have delusions of power more or less outside the hierarchy and legislation for different reasons cause the improper sharing of legal power, which is the main source of administrative activities in the public institution, and excessive increase or decrease in its effect. The purpose of this study is to define this phenomenon which has the potential to create incompatibility and injustice especially in public organisations. It is thought that defining this phenomenon may be useful in taking measures against the negativities it may cause in organisations. In this respect, the study is a theoretical concept development study and aims to explain the causes and dynamics of the phenomenon described as “sensed power”.