Bu çalışma, 1973 Yom Kippur Savaşı (Arap-İsrail Savaşı) ve 2023 Ekim Saldırısı (Hamas-İsrail Saldırısı) örneğinde, çalışmanın genel hatlarını oluşturan devletlerin ya da devlet dışı aktörlerin neden rakiplerini şaşırtmaya çalıştığı sorunsalına odaklanmaktadır. Bu bağlamda, devletlerin ya da devlet dışı aktörlerin neden diplomatik veya askeri girişimlerle rakiplerini şaşırtmaya çalıştığı, neden başarılı olduğu, sürprizin/şaşırtmanın hedeflerine ulaşmalarına nasıl yardımcı olduğu, neden bazı sürpriz girişimlerin başlangıçta sürprizden yararlanan taraf için felaketle sonuçlandığı ve eğer sürpriz açıklanabilirse meydana gelmesi önlenir mi araştırma sorularına cevap aranması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, temelini Michael Handel’in akademik çalışmalarından alan sürpriz teori yaklaşımı kullanılmıştır. Sürpriz teori, devletlerin neden diplomatik veya askeri girişimlerle rakiplerini şaşırtmaya çalıştıklarını, neden başarılı olduklarını ve sürprizin/şaşırtmanın hedeflerine ulaşmalarına nasıl yardımcı olduğuna dair birleştirici bir açıklama sunan bir yaklaşımdır. Çalışma kapsamında ileri sürülen hipotez ise “7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen saldırı, sürpriz bir saldırıdır”. Belirlenen araştırma sorularına yanıt aramak ve öne sürülen hipotezin doğruluğunu test etmek amacıyla temel olarak nitel araştırma yöntemleri kapsamında vaka analizinden faydalanılmıştır. Bu bağlamda, 1973 Yom Kippur Savaşı ve 2023 Ekim Saldırısı incelenmiştir. Sonuç olarak, çalışma kapsamında ileri sürülen “7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen saldırı, sürpriz bir saldırıdır” hipotezi birincil kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında yapılan araştırmalar ve analizler sonucunda doğrulanmıştır.
In the case of the Yom Kippur War (Arab-Israeli War) in 1973 and the October Attack (Hamas’s Attack on Israel) in 2023, this study focuses on the problem of why states or non-state actors try to surprise their opponents, which constitutes the general framework of the study. In this context, it aims to answer the research questions of why states or non-state actors try to surprise their opponents through diplomatic or military initiatives, why they succeed, how surprise helps them achieve their goals, why some surprise initiatives initially end in disaster for the party that benefits from the surprise, and whether the surprise can be prevented from occurring if it can be explained. In this context, the surprise theory approach, which is based on the academic works of Michael Handel, is used. Surprise theory is an approach that offers a unifying explanation of why states try to surprise their opponents through diplomatic or military initiatives, why they succeed, and how surprise helps them achieve their objectives. The hypothesis put forward within the scope of the study is “The attack carried out on 7 October 2023 is a surprise attack”. In order to seek answers to the identified research questions and to test the accuracy of the hypothesis put forward, case analysis was used within the scope of qualitative research methods. The Yom Kippur War in 1973 and the October Attack in 2023 were analyzed in this context. As a result, the hypothesis “The attack carried out on 7 October 2023 was a surprise attack” put forward within the scope of the study was confirmed as a result of the research and analysis conducted in light of the information obtained from primary sources.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.