19. Yüzyılda Avrupa’daki Güç Dengesi Politikasına Bir Osmanlı Devlet Adamının Jeopolitik Yaklaşımı

Author:

Number of pages:
1009-1021
Language:
İngilizce
Year-Number:
2023-Volume 18 Issue 3

Jeopolitik; coğrafyanın politik anlamda yorumlanması ve bilimsel bir disiplin altında ortaya konulması olarak tanımlanmaktadır. İlk çağlardan itibaren coğrafyanın insan eylem ve gelişmelerine etkileri olmuştur. On dokuzuncu yüzyılın sonralarına doğru coğrafya ve politika üzerine yazılan eserler yoğunluk kazanmıştır. Yirminci yüzyıldan itibaren jeopolitik bir disiplin olma noktasında önemli kavramsal ve kuramsal düzeyde eserler yazılmıştır. Ortaya konulan eserlerin ana argümanları deniz ve kara gücü arasındaki güç mücadelesi olmuştur. Deniz ve kara güçleri arasındaki mücadele devletlerin ortaya çıkışı ile başlamış, günümüze kadar süregelmiştir. Jeopolitik disiplini içerisinde denizlerin önemine vurgu yapan ve bunu kavramsal olarak “deniz hâkimiyeti yaklaşımı” ile ortaya koyan kuramcı Alfred Mahan olmuştur. Denizlerin önemi karşısında kara gücüne vurgu yaparak “kara hâkimiyeti yaklaşımını” ortaya koyan kişi ise Halford Mackinder olmuştur. Bu yaklaşımlarda temel çıkış noktası olarak, dönemin küresel gücü olmanın araçlarının neler olduğu ve bunun hangi yolla sağlanacağı belirtilmiştir. Bu görüşler on dokuzuncu yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Bu iki yaklaşımdan yaklaşık 70 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nda II. Mahmut döneminin önemli devlet adamı Müşir Ahmet Fethi Paşa, 1836’da Viyana büyükelçiliği görevi sırasında İmparatorluğun başkenti olan İstanbul’a göndermiş olduğu bir raporda (layihada); deniz gücü ve kara gücü kavramlarına yer vermiştir. Bu raporda deniz gücü olarak İngiltere ile Fransa ve bu güçlerin mefhum-u muhalifi kara gücü olarak Rusya belirlenmiştir.

Keywords


Geopolitics is defined as the political interpretation of geography and its presentation under a scientific discipline. Geography has had an impact on human actions and developments since the early ages. Towards the end of the nineteenth century, works on geography and politics gained intensity. Since the twentieth century, important conceptual and theoretical works have been written at the point of being a geopolitical discipline. The main arguments of the works put forward have been the power struggle between sea and land power. The struggle between sea and land power started with the emergence of states and has continued until today. It was Alfred Mahan, the theorist, who emphasized the importance of the seas in the discipline of geopolitics and put forward this conceptually with the "sea dominance approach". It was Halford Mackinder who put forward the "land dominance approach" by emphasizing land power in the face of the importance of the seas. As the main starting point in these approaches, the means of being the global power of the period and how this will be achieved are stated. These views emerged in the late nineteenth and early twentieth centuries. About 70 years before these two approaches, the Ottoman Empire. The important statesman of the II Mahmut period, Ahmet Fethi Pasha, in a report he sent to Istanbul, the capital of the Empire, during his duty as ambassador to Vienna in 1836 (in the script); had included the concepts of sea power and land power. In this report, England and France were determined as the sea power, and the opposite of these powers, Russia as the land power.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 260
Number of downloads 325

Share

Turkish Studies-Economics,Finance,Politics
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.