Kökeni eski elips dünya düşüncesinden gelen küreselleşme kavramı, Fernand Braudel ve Maurice Godelier tarafından kullanılan tanımın yanı sıra, yüzyıllar boyunca çeşitli alanlarla etkileşime girmiş ve insanlara eşlik etmiştir. Şehirler bu küreselleşme sürecinin de yaşandığı bir dönemeçten geçerken kendi yaşam ve etki alanlarını ilgilendiren ve şekillendiren sosyal, ekonomik ve kültürel sahalar başta olmak üzere pek çok alana yayılan sorunların ve olguların süzgecinden geçmiştir. Bu süreç tanımlanırken çalışma alanları doğrudan veya dolaylı olarak şehirlerle kesişen uzmanların görüşleri ön plana çıkmaktadır. Sosyologlar, tarihçiler, siyaset bilimciler, ekonomistler, teorisyenler, iş dünyası liderleri ve kamu yöneticileri genellikle şehirlerle ilgili görüşlerini uzmanlık alanlarından gelen tecrübeler çerçevesinde multidisipliner anlayışa katkı sunacak bir biçimde ortaya koymaktadırlar. Bu uzmanların görüşleri önümüzdeki on yılda küreselleşmenin etkisiyle sanayi devriminden başlayarak gelişen sürecin devamında şehirlerin ve medeniyetlerin geleceğinin yeniden şekilleneceği şeklindedir. Bu çerçevede kentler, ekonomi, nüfus ve kültür açısından belirli bir dönüşüm, işbölümü ve uzmanlaşma yaşarken küreselleşme, kurumsal oluşumları kendi yapılarından kopararak belirli alanlarda üretim ve tüketim süreçlerine yönlendirirken küresel kentsel nüfus çeşitliliğinin gelişimi, sermaye akışları için son derece elverişli koşullar yaratmıştır. Bu nedenle, Weber'in kentsel sosyolojik argümanının modern versiyonu üzerinden değerlendirme yapıldığında tüketim kentinin tarihsel analizinin gündeme getirildiği anlaşılmaktadır. Bu süreç ticari ilişkilerde serbest bir ortam geliştirirken kentsel dönüşümlere ve değişimlere de katkı sunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, güncel anlamda küreselleşme olgusunun kavramsal çerçevesine değindikten sonra, günümüz dünyasında küreselleşmenin kentler üzerindeki mevcut ekonomik, demografik ve kültürel boyutlarını elde edilen sonuçlar açısından irdeleyerek literatüre katkı sağlamaktır.

The concept of globalization, which has its origins in ancient elliptical world thought, has interacted with and accompanied people in various fields over the centuries, as has the definition used by Fernand Braudel and Maurice Godelier. While cities are experiencing this globalization process, they have passed through a filter of problems and phenomena that span many areas, particularly the social, economic, and cultural fields that concern and shape their own lives and spheres of influence. While defining this process, the perspectives of experts whose fields of study directly or indirectly intersect with cities are highlighted. Sociologists, historians, political scientists, economists, theorists, business leaders, and public administrators generally present their perspectives on cities in a way that contributes to a multidisciplinary understanding within the context of their expertise. According to these experts, the future of cities and civilizations will be reshaped over the next ten years, beginning with the industrial revolution and continuing with the effects of globalization. In this framework, while cities undergo transformation, division of labour, and specialization in terms of economy, population, and culture, globalization has detached institutional formations from their own structures and directed them to production and consumption processes in specific areas, while the development of global urban population diversity has created extremely favourable conditions for capital flows. As a result, when a modern version of Weber's urban sociological argument is evaluated, it is understood that the historical analysis of the consumption city is brought to the agenda. While this process fosters a free environment in commercial relations, it also contributes to urban transformations and changes. The goal of this study is to contribute to the literature by examining the current economic, demographic, and cultural dimensions of globalization on cities in today's world, after addressing the conceptual framework of the phenomenon of globalization in the current sense.