Pozitif psikoloji değişkenleri bireysel ve örgütsel düzeyde çalışanları olumlu yönde motive eden kaynakları açıklayabilmekte ya da tükenmişlik, depresyon, anksiyete gibi olumsuz duygu durumlarının sonuçlarını ortaya koyma konusunda yol göstermektedir. Bu nedenle, örgütsel davranış alanında yapılan çalışmalarda sıklıkla kullanılmaktadır. COVID-19 pandemisi öncesinde de araştırılan olumlu ve olumsuz değişkenler salgın sürecinde de birçok çalışmada kullanılarak teorik ve uygulama kapsamında alan yazına katkılar sağlamaya devam etmektedir. Örgüt çalışanlarının bireysel sağlık endişelerinin yanı sıra, sosyal yaşantılarında olumsuz duygu durumlarına maruz kalma olasılıkları özellikle bu zorlu dönemde artmış ve stres faktörleri ile sahip oldukları duygusal zekâ ve psikolojik sağlamlık düzeyleri doğrultusunda başa çıkabilmişlerdir. Duygusal zekâ ve psikolojik sağlamlığı yüksek çalışanların yaşam tatmininin de artmış olduğu görülmektedir. Bu çalışmada çalışanların duygusal zekâ düzeyleri ile yaşam tatmini arasındaki ilişkide psikolojik sağlamlığın aracı etkisi incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini adli ve idari mahkemelerde görev yapan zabıt katipleri oluşturmaktadır. Kolayda örnekleme tekniği kullanılarak 263 zabıt katibine ulaşılmıştır. 18 katılımcının formlarının eksik bilgi içermesinden dolayı 245 geçerli anket formu üzerinden analizler gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın veri toplama aracı olan anket formları duygusal zekâ, yaşam tatmini, psikolojik sağlamlık ölçekleri ile demografik soruları içermektedir. Çalışmada toplanan veriler istatistiksel analize tabi tutulmuştur. Elde edilen sonuçlar duygusal zekâ, psikolojik sağlamlık ve yaşam tatmini arasında pozitif yönlü anlamlı ilişkilerin olduğunu göstermiştir. Ayrıca, duygusal zekâ ile yaşam tatmini arasında psikolojik sağlamlığın aracı etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır
Positive psychology variables have been explaining the resources that positively motivate employees at individual and organizational levels or providing guidance in revealing the results of negative emotional states such as burnout, depression, and anxiety. For this reason, it is frequently used in studies in the field of organizational behavior. The positive and negative variables, which were investigated before the COVID-19 pandemic, have been using in many studies during the pandemic process and continuing to contribute to the literature within the scope of theory and practice. In addition to the individual health concerns of the employees of the organization, the possibility of being exposed to negative emotional states in their social lives have increased especially in this challenging period and they have been able to cope with the stress factors with their emotional intelligence and psychological resilience levels. It has been seen that the life satisfaction of employees with high emotional intelligence and psychological resilience has also increased. In this study, the mediating effect of psychological resilience on the relationship between the emotional intelligence levels of the employees and life satisfaction has been examined. The sample of the research consists of the court clerks who work in the judicial and administrative courts. Using the convenience sampling technique, 263 court clerks have been reached. Since the forms of 18 participants have included incomplete information, analyzes have been carried out with 245 valid questionnaires. Questionnaire forms, which are the data collection tool of the study, include emotional intelligence, life satisfaction, psychological resilience scales and demographic questions. The data collected in the study were subjected to statistical analysis. The results obtained have showed that there are positive and significant relationships between emotional intelligence, psychological resilience, and life satisfaction. In addition, it has been concluded that the psychological resilience has a mediatory role between emotional intelligence and life satisfaction.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.