Yunus Emre Aslında Ne Dedi?

Author:

Number of pages:
817-842
Language:
Türkçe
Year-Number:
2020-Volume 15 Issue 2

Çalışma, bugüne kadar yapıldığı üzere Yunus Emre’yi dinî, tasavvufî, felsefî, edebî ve tarihî açıdan değil, ekonomi politik bir bakış açısıyla birikim veya sermaye dağıtımını ele alıyor. Genel olarak İslam toplumunda, özel olarak da Türkiye’de tasavvuf, tarih boyunca toplumu etkilemede ve dönüştürmede medreseden her zaman daha etkili bir olgu olmuştur. Kimi coğrafyalarda ve tarihlerde farklı görünümlere bürünerek ‘öteki’ne en tahammüllü kurum veya hareket olabilmeyi başarmıştır. Selçuklu ve Osmanlı döneminde Anadolu’yu etkilemede en etkin tasavvuf hareketleri sûfîlik, gezgin dervişlik (kalenderîlik vs.) ve melâmetîlik - melâmîlik olmuştur. Bu tasavvuf hareketleri bazı yönlerden ilkçağ felsefesindeki epikürist, kinik ve stoacılar gibi akımlara benzetilebilir. Bir Melâmî olarak Yunus Emre, sûfîlerden ve gezgin dervişlerden pek çok yönlerden ayrılarak Türklerin toplumsal kültürünün en çok anılan birleştirici karakteri olarak belirginlik kazanır. Ekonomi politik açıdan belirginliğin en temel unsuru çalışma, meslek ve emeğe önem vermesine rağmen birikimi her alanda tesviye etmeye ya da dağıtmaya çalışmasıdır. Bu anlamda Yunus’un girişimi, Kojin Karatani’nin antik dönem İyonya’sında var olduğunu iddia ettiği gibi yöneten ve yönetilenin olmayışı, özgürlük ve eşitliğin aynı anda mümkün oluşu demek olan izonomik ilkeye benzetilmiştir. Söz konusu izonomik dağıtım; benlik, mülk, anlam - mantık, statü - itibar ve dilsel mesafe çerçevesinde olmak üzere beş yönden gerçekleştirilmiştir. Yunus’ta merkezi kavramlardan olan miskinlik de yaygın algının dışında yeni bir okumaya tabi tutulmuştur.

Keywords


The study reconsiders the distribution of capital or accumulation by Yunus Emre, not from the religious, mystical, philosophical, literary and historical point of view as it has been done so far, but from the perspective of political economy. Islamic sufism has always been more influential than the madrasa in transforming and affecting the society throughout history generally in muslim societies, particularly in Turkey. In some geographies and times, it has succeeded to be the most tolerant institution or movement having varied appearances against the other. The most prominent movements of mysticism in influencing Anatolia during the Seljuk and Ottoman periods were sufism, traveling dervishness like qalanderiyya and the melami mystics. These Sufi movements can be compared in some ways to schools such as Epicurism, Cynicism, and Stoicism in ancient philosophy. Yunus Emre as a Melami is distinguished from sufis and traveling dervishes in many ways and marked as most known unifying character of social culture of Turks. The most fundamental element of his distinction in terms of political economy is trying to level or distribute accumulation in every field although he gives importance to work, profession and labor. In this sense, Yunus's attempt is compared to the isonomic principle, which Kojin Karatani claims existing in Ionia of ancient times, which means that the absence of a ruler and ruled and the possibility of freedom and equality at the same time. The isonomic distribution is carried out in five ways within the framework of self, property, meaning or logics, prestige or reputation and linguistic distance. Moreover, Miskinlik that is one of the basic concepts of Yunus is subjected to a new reading outside of common perception.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 1,862
Number of downloads 620

Share

Turkish Studies-Economics,Finance,Politics
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.