Toplumsal refah politik ekonominin en temel amaçlarından birisidir. Toplumsal refah, istihdam ve büyüme rakamlarının arzu edilen seviyelerde gerçekleşmesi halinde tezahür etmektedir. Sürdürülebilir bir istihdam ve büyüme politikasının temelinde ise fiyat istikrarının sağlanması yatmaktadır. Fiyat istikrar ise merkez bankalarının birincil amacıdır. Merkez bankalarının fiyat istikrarının sağlayabilmesi ve dışsal etkenlerden etkin bir şekilde koruyabilmesinin temel şartı ise merkez bankası bağımsızlığıdır. Merkez bankası bağımsızlığına yönelik tartışmalar kurumun saygınlığına ve itibarına gölge düşürdüğü gibi toplumsal refahı da etkileyebilmektedir. Özellikle fiyat istikrarsızlığına bağlı olarak yaşana makroekonomik dengesizlikler toplum ile merkez bankasını dolaylı olarak karşı karşıya getirmektedir. Toplum, fiyat istikrarsızlığına bağlı olarak ortaya çıkan dengesizlikten sorumlu olarak siyasi otoriteyi görmektedir. Toplumun siyasi otorite ile karşı karşıya gelmesi neticesinde siyasi otorite merkez bankasının amaç ve araç bağımsızlığı üzerinde bir baskı mekanizması kurma ihtiyacı hissetmektedir. İşte bu noktada, bu çalışmanın çıkış noktası, demografik yapıların, gelir düzeylerinin ve siyasal tercihlerin merkez bankası bağımsızlığına bakış açılarını kantitatif bir yöntemle ortaya koymaktır. Bu kapsamda yapılan çalışma araştırma neticesinde siyasal tercihler ile merkez bankası başkanının istifası/görev alınması arasında anlamlı bir ilişki olduğu, siyasal ve gelir düzeyleri ile merkez bankası bağımsızlığı algısı arasında anlamlı bir ilişki olduğu, siyasal tercihler ile enflasyon beklentileri arasında anlamlı bir ilişki olduğu, tüm gelir düzeylerinin benzer enflasyon beklentilerine sahip olduğu saptanmıştır.
Social welfare is one of the main objectives of the political economy. Social welfare emerges when employment and growth rates are at desired levels. The basis of a sustainable employment and growth policy is to ensure price stability. Price stability is the primary objective of central banks. The essential condition of central banks to ensure price stability and to effectively protect them from external factors is central bank independence. The debates on the independence of the central bank can undermine the reputation of the institution and affect social welfare. Macroeconomic imbalances, especially due to price instability, indirectly confront society and the central bank. Society sees political authority as responsible for the imbalance resulting from price instability. As a result of the society's confrontation with political authority, the political authority feels the need to establish a mechanism of pressure on the independence of the central bank. At this point, the starting point of this study is to quantitatively reveal the perspectives of demographic structures, income levels and political preferences on central bank independence. As a result of this study, there is a significant relationship between political preferences and the resignation / appointment of the chairman of the central bank, there is a significant relationship between political and income levels and perception of central bank independence, there is a significant relationship between political preferences and inflation expectations and all income levels have similar inflation expectations.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.