İnsanın bilişsel/düşünsel inşa edimi dahil olmak üzere yapmak istediği herhangi bir fiili gerçekleştirdiği yetilerle ilgili Kur’an’da geçen nefs, kuvvet, istitâat, tesviye, sûret, uzn, sem‘, fıkh, va‘y, tezkire ve ‘akl gibi bir dizi kelimenin semantik analizi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bir edimin/fiilin ortaya çıkması için araç mesabesinde bulunan yetilerin ve bir benlik hâli olarak değerlendirilebilecek bu yetilere sahiplik durumunun hangi kavramlar üzerinden ifadelendirildiği; sahip olunan yetiler aracılığıyla icra edilen inşa ediminin ve yanı sıra gerçekleştirilen eylemlerin karakter yapısı ve süreci; bu inşa süreci sonucunda ortaya çıkan ve aslında tüm süreci yöneten bir hedef ürün statüsündeki yapıların hangi kavramlarla dile getirildiği araştırmanın alt başlıklarını oluşturmaktadır. Yetiler aracılığıyla bu nihai ürüne ulaşma/soyutlama sürecinin ‘ilk aşamasını’ oluşturan kavramlar konusunda da Kur’an’da önemli bir kelime dağarcığı geçmektedir. Ancak Kur’an’ın içinde doğduğu kültürün sözlü bir kültür olması, inşa sırasında yeti ve malzeme tercihinde önemli bir rol oynamış ve onun karakterini belirlemiştir. Bu sebeple çalışmada yeti ve malzeme olarak ön plana çıktığı düşünülen kavramlar odağa alınmıştır. Bir soyutlama edimi olarak değerlendirilebilecek inşa sürecinde bu yeti ve malzemelerin ifadesi olan sözcüklerin nasıl geçirgen ve çift anlamlı bir karakterde kullanıldığı betimlenmeye çalışılmıştır. Kelimelerin arasındaki bağın inşası sürecinde, semantik bilimin yöntemsel rehberliği takip edilmiştir. Günümüzde bilişsel psikoloji veya bilişsel bilimler altında tetkik edilen bu yetilerin Kur’an bağlamında analizi ve bu yetilere Kur’an’ın kendine özgü yaklaşımının ortaya konulması, yetiler bütünü yeni bir özne inşasının soruşturulmasında ufuk açıcı işlevler sağlayabilir. Sonuç olarak analiz edilen kelimelerin saf duyusal bir girdiden ziyade düşünsel bir anlamı içerecek şekilde, geçirgen bir karakterde kullanıldığı; bu aralıkta duyusal girdinin, aynı şey olarak, düşünseli kendi üzerinden kurduğu; Kur’an’ın, bu açıdan bakıldığında, idraki aşan aslın duyu formundaki mekânı olarak kendini bir hatırlatım/tezkire şeklinde takdim ettiği; kelimelerin sözel niteliği korunmakla birlikte içeriğinin semantik olarak değiştirildiği gözlenmiştir. Ayrıca Allah ile insan arasındaki temel analoji noktalarından birinin yetkinlik kavramı üzerinden gerçekleştirildiği ve İslam’ın uluhiyet anlayışının bu kavram üzerine inşa edildiği ulaşılan bulgulardandır.
The subject of this paper is the analysis of a number of Qurʾānic words related to the faculties through which man performs any action he wishes to do, including cognitive/intellectual construction, such as nafs, quwwa, istiṭāʿat, udhn, samʿ, taswiya, fiqh, waʿy and ʿaql. The sub-headings of the research will be the concepts through which the faculties that are the means for the emergence of an action and the state of possession of these faculties, which can be considered as a state of selfhood, are expressed; the character structure and process of the construction act and the actions performed through the faculties possessed; the concepts through which the structures that emerge as a result of this construction process and which are actually a target product that governs the whole process are expressed. The Qurʾān also contains an important vocabulary about concepts, which constitute the 'first stage' of the process of abstracting this final product through faculties. However, the fact that the culture in which the Qurʾān was born was an oral culture played an important role in the choice of abilities and materials during its construction and determined the character of the Qurʾān. Therefore, the study will focus the concepts that considered to come to the fore as abilities and materials. We will try to describe how words which were the expression of these abilities and materials, were used in in the process of construction, which could be considered as an act of abstraction and in a permeable and double-meaningful character. In the constructing the link between words, the methodological guidance of semantics will be followed. Analyzing these faculties, which are currently studied under cognitive psychology or cognitive sciences, in the Qurʾānic context and revealing the Qurʾān's unique approach to these capacities can provide seminal functions in the investigation of the construction of a new subject as a set of capacities. In conclusion, it has observed that the analyzed words were used in a permeable character in a way to include an intellectual meaning rather than a pure sensory input; in this range, the sensory input, as the same thing, constructed the intellectual through itself; the Qurʾan, from this point of view, presented itself as a (intellectuel) reminder/tadhkira as the place of the 'essence' that transcended perception in the form of sense; the content of the words was semantically changed while preserving their verbal quality. To add, among of the findings is that one of the main points of analogy between God and man was realized through the concept of competence and Islamic understanding of divinity was built on this concept.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.