Güzellik ve Hakikat: Bir Kant ve Heidegger Buluşması

Author:

Number of pages:
245-264
Language:
Türkçe
Year-Number:
2021-Volume 16 Issue 2

Platon ve Aristoteles'ten beri tartışılagelen Güzel’in İyi ve Hakikat’le ilişkisi Aydınlanma döneminde Kant’ta, çağdaş felsefede ise Heidegger’de farklı biçimlerde tekrar ele alınır. Estetiğin bir bilim olarak ortaya konulması çabalarının ortaya çıktığı dönemde Kant, pozitif bir estetik anlayışa karşı çıkarak, estetiğin güzele ilişkin beğeni yargılarından oluştuğunu söyler. Ona göre estetik yargılar belirleyici bilgi yargılarından farklı bir yapıdadırlar. Bu türden yargıları refleksif yargı olarak ifade eden Kant, bir doğa nesnesine ya da bir sanat eserine güzel derken, herhangi bir yargıdan yola çıkılmadığını, kavramsız ve çıkarsız bir hazzın anlama yetisi ile hayal gücünün özgür oyununda şekillenen öznel bir yargı olduğunu ifade eder. Kant, bu refleksif yargıları, saf akıl ile pratik akıl arasında bir köprü olarak konumlar. Doğa güzelliğinin, sanatta da ortaya konabilmesinin imkanı olan Deha ise, esere, doğanın yasalılığını ve ereksiz erekselliğini taşıyabilmesi bakımından özel bir konuma sahiptir. Heidegger için ise Varlık ile varolan arasındaki ilişkinin bir benzeri Sanat ile sanat eseri arasında vardır. Ona göre sanat, dünya ile yeryüzü arasındaki yırtıkta hakikatin belirmesinin ve gizin açığa çıkmasının imkanlarından biridir. Heidegger tüm enerjisini klasik Batı metafiziğinin düşünme tarzıyla yarattığını iddia ettiği bu hakikat krizini çözmeye harcamıştır. Ona göre sanat, sanatçı ve sanat eseri ilişkisinin imkanını sunan bir zemin olarak bu krizden kurtulmanın yollarından biridir. Heidegger için hakikatin perdesinin kalktığı anlardan biri sanat eserinin bizatihi kendisidir. Sanat eseri, batı düşünce geleneğinin kulak verme’yi unuttuğu Varlığın çağrısı’nın işitilebildiği bir istasyondur. Heidegger için sanattaki yaratım ise, Varlığın bir veçhesi olan güzel’i de ifşa edecek biçimde varolan'ın hakikatinin ‘ortaya çıkarılması’ anlamında bir yaratımdır. Bu çalışmada, Kant ve Heidegger'in sanat eserinde görmeye çalıştıkları güzellik ve hakikat ilişkisi ortaya konularak, bir değerlendirme yapılmak istenmiştir. Kant’ın Yargı Yetisinin Eleştirisi, Heidegger’in ise Sanat Eserinin Kökeni isimli eserleri merkeze alınarak yapılan analiz neticesinde, Heidegger düşüncesindeki Kantçı esinlere ulaşılmıştır. Bu noktalar tespit edilmekle beraber filozofların nihai düşüncelerindeki kökensel farklılıkların ise, insan anlayışlarındaki farklılıktan kaynaklandığı sonucunu çıkarmak yanlış olmayacaktır.

Keywords


The relationship of Beautiful with Good and Truth, which has been debated since Plato and Aristotle,  is re-examined in different ways in Kant in the Enlightenment period and in Heidegger in contemporary philosophy. At the time when the efforts to present aesthetics as a science emerged, Kant opposed a positive aesthetic understanding and said that aesthetics consisted of judgments of taste regarding beauty. According to him, aesthetic judgments have a different structure than determining knowledge judgments. Expressing these kinds of judgments as reflexive judgment, Kant states that when he calls an object of nature or a work of art beautiful, it is not based on any judgment; it is a subjective judgment that is shaped by the ability to understand a conceptless and disinterested pleasure and the free play of imagination. Kant positions these reflexive judgments as a bridge between pure mind and practical mind. Genius, which is the possibility of demonstrating the beauty of nature in art, has a special position in terms of carrying the legality and purposeless purposelessness of nature to the work. For Heidegger, on the other hand, a similar relationship between Being and being exists between art and work of art. According to him, art is one of the possibilities for the truth to emerge and the secret to be revealed in the rupture between the world and the earth. Heidegger devoted all his energies to resolving this crisis of truth, which was created by the way of thinking of classical western metaphysics as he claims. According to him, art is one of the ways to get rid of this crisis as a ground that offers the possibility of the relationship between artist and art work. One of the moments when the veil of truth lifts for Heidegger is the work of art itself. It is a station which the Western tradition of thought forgets to listen, and where the call of the Being can be heard. For Heidegger, creation in art is a creation in the sense of ‘revealing’ the truth of the being, revealing the beauty, which is an aspect of Being. In this study, it is aimed to make an evaluation by revealing the relationship between beauty and truth that Kant and Heidegger try to see in the work of art. As a result of the analysis made by taking Kant’s the Critique of Judgment and Heidegger's the Origin of the Work of Art into the center, Kantian inspirations in Heidegger’s thought were reached. Despite these points, it would not be wrong to conclude that the original differences in the final thoughts of the philosophers stem from the differences in their understanding of human.

Keywords

Article Statistics

Number of reads 670
Number of downloads 658

Share

Turkish Studies-Comparative Religious Studies
E-Mail Subscription

By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.