Kur'an-ı Kerim nüzulünden kıyamete kadar her asra, o asrın gerçekleriyle hitap etme kabiliyetine sahiptir. Ancak Kur'an’ın sahip olduğu bu muhteşem potansiyel günümüze kadar müfessirlerin gayretleriyle gözler önüne serilmiştir. Bu bağlamda telif edilmiş olan onlarca rivayet ve dirayet tefsiri mevcuttur. Müfessirler Kur’an ayetlerini yorumlarken birçok veriyle birlikte Ehl-i kitaptan gelen rivayetleri de kullanmışlardır. Ehl-i kitaptan alınan bu bilgi ve rivayetlerin değerlendirilme usulü müfessirler arasında farklılık göstermiştir. Kur’anî bilgilerin İsrâilî rivayetler çerçevesinde ele alınmasının tarihi seyir içerisinde uğramış olduğu muhtemel farklılıkların tespit ve değerlendirilmesi, elimizdeki ilk tam tefsir çalışması bulunan Mukâtil b. Süleyman (ö.150/767) ve modern dönem müfessirlerinden Muhammed Âbid el-Câbirî’nin (1936-2010) eserlerinin mukayesesi çerçevesinde ele alınmaya çalışılmıştır. Bu çalışma ilk ve son dönemi temsil eden bu iki mühim eser örneğinde tefsir tarihinin en erken döneminden günümüze geldiğimizde müfessirlerin Kur'an’ın bu anlamsal boşluklarını doldurmak için İsrâilî rivayetler karşısındaki reflekslerinde değişkenlerin ve sabitelerin olup olmadığını problem edinmiştir. Çalışmanın amacı ise erken dönem tefsirlerinde var olan İsrâilî rivayetleri okuma yöntemlerine alternatif sunmak, bu rivayetlere karşı çağdaş tefsirlerin reflekslerini ortaya koymak ve değerlendirmek ve bu alanda yapılacak tefsir araştırmalarına katkı sağlamaktır. Sonuçta İsrâiliyat, Mukâtil’de bir tefsir yöntemi olarak kullanılmasıyla birlikte erken dönemin kültürünü, aklını ve paradigmasını yansıtması açısından önemli bir değere sahiptir. Buna karşılık mezkûr rivayetler Câbirî’de ise yerini daha dar kapsamlı ve fakat akademik bir formatta Kitab-ı Mukaddes’ten doğrudan alıntı yapmak suretiyle Kur'an kıssalarını birlikte okumaya bırakmıştır.
Qur’an has been having talent of discourse with its reality of that century, every century from its revelation to the doomsday. However this wonderful potential that Qur’an has, has appeared with interpreters’ effort until today. In this context there are tens of narrative and commentary tafsirs that have been copyrighted. Interpreters used narrations from the people of the book along with many data when interpreting the verses of the Qur’an. The method of evaluating these infaromation and narrations taken from the people of the book differed among the interpreters. The identification and consideration of possible differences in the historical of handling Qur’anic information within the framework of israeli narrations were attempted to be considered within the framework of the compression of the works of Muqatil b. Sulaiman and Mohammad Abid al-Jabiri, one of the interpreters of the modern period, which is the first complete tafsir work we have. In these two important works represeting the first and last period this study has made problem of whether there are variables and constants in the reflexes of the interpreters against the Israili narrations to fill these semantic gaps of the Qur’an from the early period of the history of tafsir to the present. The aim of study is offering an alternative to reading methods the Israeli narrations that exist in early tafsirs, to revealing and evaluating the reflexes of contemporary tafsirs and contributing the tafsir studies that will be doing in this field. In the end the Israeliyat that associated with be used as a tafsir method, has had important value in the terms of representing early tafsir’s culture, mind and paradigm. On the contrary the aforesaid narrations has left its place to read the Quran stories together thereby quoting by directly from the Holly Bible in an narrower not but what academic formate.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.