Tarih boyunca insanlar; dinlerin rehberliği üzerinden kendilerini hem bu dünyada hem de ahirette mutlu kılmak, kurtuluşa ermek ya da hidayete ulaştırmak istemişlerdir. Örneğin kurtuluş teolojisi hem Yahudi hem de Hristiyan geleneğinin temel esaslarından biridir. Bu inanca göre; Yahudi tanrısı kurtarıcı, tarihi de bir kurtuluş tarihidir. Onlara göre Mesih, Tanrı adına krallığını hâkim kılacak ve böylece seçilmiş İsrail toplumu aracılığıyla dünyada adalet egemen olacaktır. Kurtuluş teolojisi, Hıristiyanlıkta da merkezi bir konuma sahiptir. Söz konusu teolojinin tarihi kökeni, Hz. Âdem ve eşinin işledikleri günaha dayandırılmaktadır. Bu günah, Âdem’in şahsında bütün insanlığın günahı olarak kabul edilmiş ve bu sebeple her insan günahkâr olarak dünyaya gelmiştir. Aslî günah, insanın doğuştan kaderi olduğu için insanın kendi potansiyeli ve eylemleriyle bu günahtan kurtulması imkânsızdır. Bu sebeple Tanrı, oğlu İsa’yı göndermiş ve insanın kurtuluşu için onu kefaret olarak kurban etmiştir. Kur’an’ın getirdiği dünya görüşü, insanlığa bir kurtuluş teolojisi değil hidayet teolojisi sunmaktadır. Kur’an, ‘bireysel ve toplumsal kurtuluş’ yerine bireysel ‘hidayet’ kavramı üzerinde durmuştur. Mensubiyetten kaynaklı bir kurtuluş yerine bireyin eylemlerine bağlı bir hidayetin olduğu Kur’an’da açıkça vurgulanmıştır. Kur’an’ın tarihteki topluluk vurgusu birey ve ilke temellidir. İnsan, bilgi elde etme kapasitesine, akla ve özgür iradeye sahip bir varlıktır. İnsanın varlığı ve imtihanı tamamen bu unsurlara dayanır. İnsanın bu potansiyelleri sebebiyle ilk imtihanı Hz. Âdem’in düşüşü şeklinde ifadelendirilen yasak meyveden yemesiyle başlar. İnsan, özgür iradesini ilk defa bu hadisede kullanmıştır. Özgürlüğünü ahlaki olarak yanlış kullanan her Âdem/insan, düşüşe geçmiş olacaktır. Dolayısıyla Hz. Âdem’in hikâyesi, her birey için ilk örnek durumundadır.
Throughout history people wanted to make themselves happy both in this world and in the hereafter to reach salvation and spiritual guidance through the directions of religions. Salvation theology, for example, is one of the fundamental principles of both the Jewish and the Christian tradition. According to this belief, The Jewish God is the savior, his history is a history of salvation. According to them, Christ will rule his kingdom in the name of God, and so justice will rule in the world through the chosen people of Israel. Salvation theology is also central to Christianity. The historical origin of the theology is based on the sin committed by Adam and his wife. This sin has been accepted as the sin of all mankind in the person of Adam and therefore every human being was born as a sinner. Since the original sin is the innate destiny of man, it is impossible for man to get rid of this sin with his own potential and actions. Therefore, God sent his son Jesus and sacrificed him as atonement for the salvation of man. The world view brought by the Qur'an offers humanity a theology of spiritual guidance, not a salvation theology. The Qur'an focused on the concept of individual “spiritual guidance” instead of “individual and social salvation”. It is clearly emphasized in the Quran that there is spiritual guidance based on the actions of the individual, rather than a salvation from affiliation. The Quran's emphasis on community in history is based on individuality and principles. Man has the capacity to obtain knowledge, reason and free. Human existence and testing is based entirely on these factors. Because of these potentials of man, the first test was starts with eating the forbidden fruit, which is expressed as the fall of Adam. Man used his free will for the first time in this incident. Any Adam / human who misuses his freedom morally will be in decline. Therefore, Hz. The story of Adam is the first example for every individual.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.