Bu makalede, tarikat usûlü olarak sûfî kişiliğin teşekkülünün zikir merkezli oluşu üzerinde durulacaktır. Zikir, tarîkatlarda temel esas olarak kabul edilir. Nefsin tekâmülünde Allah’ın yedi isminin nefs mertebelerine göre zikredilmesi esastır. Kalbin tasfiyesinde de yine ism-i câmî olan “Allah” zikri ile huzura erilir. Sûfînin kendisine şeyhi tarafından telkin edilen zikirde asıl amacı, Allah’ı sürekli hatırlayacak bir bilinç haline yükselmesidir. Artık o, Allah’ın kendisini murâkabe ettiğinin farkında olduğundan, kötülüklere düşmekten azami ölçüde kurtulacak, iyilikler peşinde koşabilecektir. Zikre hatırlamak açısından bakıldığında, hatırlamanın gerçekleşmesi için öncesinde unutma halinin bulunması gerekir. Sûfîler unutmanın bu dünyâ hayatında Allah’ı unutma ve daha önce ruhlar âleminde gerçekleşen “Elest bezmi”ni, Allah’a iman ve kulluk üzere verilen sözü (misâk) unutma şeklinde yorumlarlar. Her iki unutma şeklinde de Allah’ı hatırlamak zikir kapsamı içerisinde yer alır. Sûfînin asıl yapması gereken şey, kendisindeki bu unutma özelliğini, mevcut kötü şeklinden iyi şekle çevirebilmesidir. Böylece daha önce Allah’ı unuturken, artık Allah’tan başkasını unutur hale gelecek, hakîkî zikre ulaşmış olacaktır. Ayrıca zikirde hatırlamaya vesile olan hayal gücü, muhabbetle alâkalıdır. Birini seven onu andıran bir şeyi hayal edince sevgilisini hatırladığı gibi, Allah’ı seven kimse de, Allah’ın tecellîleri olan bu âlemde her temâşâ ettiği şey vasıtasıyla, o şeyde Allah’ın tecellisini hayal edeceğinden, Allah’ı hatırlayacak, hatta hiç unutmayacaktır.
In this article, we will focus on the fact that the formation of the Sufi personality as a method of order is dhikr-centered. Dhikr is considered as the basic principle in the orders. In the ripeness of the Nafs, it is essential that the seven names of Allah be mentioned according to the layers of the Nafs. In order to attain peace in the liquidation of the heart, it is necessary to mention the name of Allah, which contains all the names. The real purpose of the dhikr reported to a Sufi by his sheikh, is the rise of a consciousness that will constantly remember Allah. Now that he is aware that Allah is watching over him, he will be greatly free from sins and will be able to pursue goodness. When dhikr is considered from the point of view of remembering, there must be a state of forgetting before doing so. Sufis interpret "forgetting" as: forgetting Allah in this worldly life, the “Elest World” that took place and the promise that is given in the form of belief in Allah and worship (misaq) in the world of souls. Remembering Allah in both forms of forgetting takes place within the scope of dhikr. What sufi really needs to do is to use this feature of forgetting itself in a good way to transform it from its present bad form into a good form. So while the Sufi used to forget Allah before, he will now forget everything other than Allah, and thus will have reached the genuine dhikr. Besides, the imagination which contributes to remembering in dhikr is related to love. As one remembers the one whom they love when imagining something that reminds them their beloved person, the person who loves Allah will remember and never forget Him through everything they will see in the universe which are all manifestation of Him.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.