Fotoğraf makinesinin icadından hemen sonra fotoğraf teknolojisinin gerçekliği temsil edip etmediği veya ne derece temsil ettiği tartışılır hale gelmiştir. İlk dönem gerçeklik tartışmaları daha çok objektif seçimi, alan derinliği, pozlama, açı, çerçeveleme ve kompozisyon gibi öğelerle gerçekliğin değiştirildiği üzerineyken son dönem gerçeklik tartışmaları ise insani niteliklerin (yanılsama, düşünme, bilinç, ayartma, imge, arzu, sahne, ilişki, simgesellik gibi) yok olduğu üzerinedir. Yine güncel tartışmalar dijital imaj döneminde artık fotoğrafın ortadan kaybolduğu, imgenin dijital imajları anlayamayacağı, gerçekliğin öznel yönünün yok edildiği ve ismine fotoğraf denilemeyecek farklı bir görsel imaj dönemine geçildiği hususundadır. Fotoğrafın analog döneminde kazanmış olduğu doğal sihir, yanılsama, düşünme, belirme ve kaybolma kavramları fotoğrafın gerçekliğine gönderme yaparken ve fotoğrafı nevi şahsına münhasır bir form halini kazandırırken dijital fotoğraflarda fotoğraflama sürecinden önce fotoğraf makinesine yüklenen hazır kodlar ve çekim esnasında meydana gelen manipülasyonlar ve algoritmik işlemler fotoğrafın gerçekliğini ortadan kaldırmıştır. Bu çalışmada, gerçeklik nosyonu kavramsal bir çerçeveye ve tanımlamaya oturtularak analog fotoğraftan dijital fotoğrafçılığa geçişle birlikte fotoğrafik gerçekliğin dönüşümü açıklanmaya çalışılmıştır. Yine çalışmada fotoğrafik gerçekliği izah etmede kullanılan aura (hale), tayf, studium, punctum gibi kavramlar analog ve dijital fotoğrafçılık bağlamında ele alınarak gerçekliğin insani yönünün ortaya konulması amaçlanmıştır.
After the invention of the camera, it became questionable whether the photographic technology represented reality or to what extent it represented reality. The first period of reality debates focused on mainly about the replacement of reality with elements such lens selection, depth of field, exposure, angle, framing and composition, while recent reality debates are about the disappearance of human qualities (illusion, idea, consciousness, image, desire, scene, relationship). Again, the current debates that in the digital image era, photography has disappeared, that the image cannot understand digital images, that the subjective aspect of reality has been destroyed, and that there has been a different visual image era that cannot be called a photo. While the concepts of natural magic, illusion, thinking, appearing and disappearing gained during the analogue period of the photograph refer to the reality of the photograph and give the photograph a unique form, the ready-made codes loaded on the camera before the photographing process; manipulations and algorithmic processes during shooting have eliminated the reality of the photograph. In this study, the notion of reality was put into a conceptual framework and definition and the transformation of photographic reality with the transition from analogue photography to digital photography was tried to be explained. In this study, the concepts such as aura (halo), spectra, studium, punctum, which are used to explain photographic reality are discussed in the context of analog and digital photography and the human aspect of reality is aimed to be revealed.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.